Kaz Dağları Çadır Nöbeti’nden Zeynep Pekiner ile Söyleşi

0
Kirazlı’da Türkiye’deki ekoloji hareketine de ders ve yön veren bir direniş gerçekleşiyor aynı zamanda; siyaset üstü olması ve çeşitliliğimizle renklerimizle ormanlar gibi bir’leşebilmemiz.

Kaz Dağları altın madenine karşı verilen mücadeleyi nereden duydunuz ve mücadeleye nasıl katıldınız?

Kaz Dağları’nda birkaç yıl önce yaşamaya başladım. Dağların üzerindeki zenginlik çekmişti bizi buraya. Fakat her geçen gün bu güzellikleri meta ve sermaye olarak gören zihniyetin termikler, RES’ler, maden projeleri haberlerini duymaya başlar olduk. Keyifle şuracıkta ormanın bir köşesinde yaşayayım diye bir şey yok. Çünkü dokunduğun, gördüğün, işittiğin her bir can için şahit oluyorsun bu katliama. Birlikte yaşam alanımızı paylaştığımız tilkilere, domuzlara, yılanlara komşu olmak, ormanlarımızın bizlerin de biricik yuvası oluşu sorumlu kılıyor kendi türümüzün yıkıcılığına karşı yaşamın sesini yükseltmek için. Kirazlı’da Su ve Vicdan Nöbeti başladığında geldik Balaban Direnme Tesisleri’ne. Onlar ormandan gidene kadar da buradayız.

Kaz Dağları Çadır Nöbeti'nden Zeynep Pekiner ile Söyleşi

Kaz Dağları’nda nasıl mücadele yürütüyorsunuz? Neler yapıyorsunuz?

Kirazlı nöbet alanında madendeki çalışmaları yakından gözlüyor ve yıkımı belgeliyoruz. Yapılan usulsüzlüklerle ilgili hukuki işlemlere gidiyor, itiraz ediyoruz. Bir yandan da katliamın yaralarını sarmak için çok uzun bir süreç gerekecek olsa da kimi yürüyüşlerimizde ağaç tohumlarıyla hazırlanan tohum toplarını saçıyoruz.

Burada nöbet başladıktan sonra sabah akşam maden alanına yürüyüşlerimizle çalışmakta olan kepçeleri kaçırır, kamyonların önünde durarak iş yavaşlatır olduk. Altın madeninin kazanım değil yıkım olduğunu, onarılamaz bir yokoluş olduğunu milyonlar duydu ve Türkiye’nin dört bir yanından gelerek destek verdi bu sese. Barışçıl, şiddetsiz, kardeşlik içinde çeşitliliğimizle umudumuzu büyüteceğiz hep birlikte.

Kaz Dağları Çadır Nöbeti'nden Zeynep Pekiner ile Söyleşi

Kaz Dağları direnişi sizin için ne ifade ediyor, neden önemli?

Burada bir yaşam nöbeti var. Ve bu sınırları aşan herkesin eş-katılımcı olduğu bir direniş. Danimarka’dan İran’a, Artvin’den Dersim’e yeryüzünün her toprağını toprağı suyunu suyu bilen, yıkıma direnen tüm nehirlerin, vadilerin, ormanların sesi olmak için bir araya gelenlerin deneyimlerini paylaştığı, dayanışma  gösterdiği, yaşamı savunanların birlikte bir mücadele yolu ürettiği yer. Kirazlı’da Türkiye’deki ekoloji hareketine de ders ve yön veren bir direniş gerçekleşiyor aynı zamanda; siyaset üstü olması ve çeşitliliğimizle renklerimizle ormanlar gibi bir’leşebilmemiz. Siyasetin giremediği yerde ayrıştırıcı ve ötekileştirici bir unsur da olamıyor, yaşam için birleşmenin önünde hiçbir iktidarın, sermayenin duramayacağı gerçeğini görüyoruz.

Kaz Dağları Çadır Nöbeti'nden Zeynep Pekiner ile Söyleşi

Mücadelenin geldiği aşama nedir ve bundan sonra sizce neler yapılmalı?

Kirazlı, Kaz Dağları’nın nöbet kapısı aynı zamanda çünkü Kaz Dağları ve yöresinde yapılması planlanan 29 altın madeni projesi daha var. Kimi şirketler de toplumda altın madenine karşı uyanan bilince ve tepkiye karşın “kuvars” madeni için proje izni almaya çalışıyor. Kuvars olan yerde altın da bulunuyor. Milyonlarca kişinin geldiği, maden alanına girerek şahit olduğu ve yakından takip ettiği bu talana ve oluşan güçlü tepkiye karşı proje yapımı yavaşladı. Her ne kadar kimi basında uyduruk haberlerle yerelde madene karşı olan köylülerin tepkisini yok sayıp birkaç muhtarın “maden istiyoruz” diye dilekçe vermelerini manşet yapsalar da ana akım medyanın göstermediği, Bayramiç’te binlerce köylünün katıldığı madene karşı bir yürüyüş gerçekleşti. Geçtiğimiz hafta Alamos Gold’un Çamyurt Altın Madeni projesinin ÇED süreci durduruldu. Kirazlı’da ise ağaç kesimi devam ediyor fakat Alamos Gold’un ruhsatı yenilenmedi. Çevre ve Orman Bakanı sürecin durdurulduğunu söylese de proje henüz iptal edilmedi, nöbetimize devam ediyoruz. Tüm bu gelişmeler de nöbetin ve talana, yıkıma karşı direnen, el ele veren yaşam savunucularının kazanımı. Her bir ağacı tek tek savunacağız diyerek yola çıktık ve #heryerkazdağları diyerek yaşam için direnen herkesle mücadelemizi her yere taşıdık. Bu sesi birlikte büyütmeye çağırıyoruz; proje iptal edilsin, Kaz Dağları ve yöresi koruma altına alınsın, maden yasası değişmeli.

Paylaş.

Yazar Hakkında

Bir Yorum Bırakın