AKP dönemi zenginlerinden Cengiz Holding İngiltere’nin taliplisi olduğu Bakır ve altını çıkarmak için Kazdağlarına dişlerini ve pençelerini geçirdi. Cengiz Holdingin Kazdağlarını yok etmesine tüm varlığını adayan AKP bürokrasisi de hukukun etrafından dolanmaya devam ediyor. Çanakkale 2. İdare mahkemesinin adaleti ikbalden üstün tutan hâkimleri HSYK’nın hışmını göze alıp Cengiz Holdingin kaz dağlarını yok etme iznini iptal etti, fakat Cengiz Holding olunca akan suları durduran MAPEG Cengiz Holdingin yıkım iznini yenileyerek bir milyon daha ağaç kesmesine fırsat tanıdı. Karara tepki gösteren Kazdağları Ekoloji Platformu yeni bir hukuki süreç başlatıyor.
Kazdağlarında Bakır Madeni için bir milyon ağacı yasa, hukuk tanımadan keserek bölgenin hayat kaynağı Kazdağlarına büyük bir zarar veren Cengiz Holdingin hukuk tanımazlığına Çanakkale 2.İdare Mahkemesi dur diyerek Cengiz Holdingin ruhsatını iptal etmişti. AKP bürokrasisi Cengiz Holdingin yıkımının yarım kalmaması için hukukun etrafından dolanarak ruhsat iptalini geç tebliğ ederek yıkımını sürdürmesine imkân tanımıştı. MAPEG ruhsatı iptal edilen Cengiz Holdingin imdadına yetişti ve işletme iznini yeniledi.
Neler Olmuştu?
Kazdağlarının yüzde yetmişine maden ruhsatı veren MAPEG Cengiz Holdinge de Kazdağlarının yıkımında koçbaşı olması için yıkım izni vermişti. Bunun üzerine Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği 24/07/2024 tarihli bakır işletme izninin; hukuka ve mevzuata aykırı olduğu, proje ile ilgili ÇED sahası ve bakır işletme izni verilen alanın birbiriyle uyumsuz olduğu, ÇED alanından daha geniş bir saha için bakır işletme izni verilemeyeceği gerekçesi ile yürütülmesinin durdurulması ve iptali için dava açmıştı. Davanın görüldüğü Çanakkale 2. İdare Mahkemesi, derneğin usulsüzlüklerle ilgili tespitini haklı bularak işletme izninin yürütmesini durdurmuştu. Mahkemeden işletme izninin iptali için karar beklenmekte idi.
Bu süreçte Çanakkale Valiliği’ne de toplu dilekçe verilerek madencilik faaliyetlerinin durdurulması istenilmişti. Ayrıca hukuki sürecin yanında bölge halkı ve çevreciler madene olan tepkilerini ve bu madene karşı olduklarını göstermek için, maden alanında, şantiye kapısı önünde kitlesel oturma eylemi yaparak, şirketin faaliyetlerinin sonlandırmasını istemişti.
MAPEG İşletme İznini Yenilemiş
Mahkemenin verdiği iptal kararı sonrası hukuki süreç gereği mahkeme kararını Cengiz Holdinge ileterek şirketin faaliyetlerine son vermesi için tebliği etmesi gereken MAPEG bu süreçte bunu yapmayarak hukuken usulsüz bir biçimde şirketin faaliyetlerinin sürmesini sağlamıştı. Tüm bu süreçler yaşanırken Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Süheyla Doğan ve Kazdağları Kardeşliği’nden Füsun Kayra, 30 Ocak 2025 tarihinde madenin faaliyetini denetlemekle yükümlü olan Çanakkale İl Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğü’ne giderek, mahkeme kararına rağmen şirketin neden hala faaliyette bulunduğunu sorarak ve Valilik’ten bu konuda bir talimat gelip gelmediği konusunda bilgi verilmesini istedi. Görüşülen yetkili, Çanakkale Valiliği’nin, dilekçeler doğrultusunda, mahkemenin yürütmeyi durdurma kararını idarelerine gönderdiğini, bu yazı doğrultusunda faaliyeti durdurmak amacıyla maden alanına gittiklerini, ancak şirketin kendilerine MAPEG tarafından verilmiş yeni bir işletme izni gösterdiğini, bu nedenle yeni izin doğrultusunda şirketin çalışma hakkı olması nedeniyle hiçbir işlem yapmadan döndüklerini ifade etti.
Bu arada, Çanakkale Valisi Sn. Ömer Toraman’ı ziyaret eden Çanakkale TMMOB temsilcilerinin ziyaretleri sırasında da konu gündeme getirildi, Vali görüşme esnasında “Şirketin yeni bir işletme izni aldığı konusunda bilgi ulaştı.” dediği öğrenildi.
Kazdağları Ekoloji Platformu: MAPEG Şirketin Kurumu mu?
Konuyla ilgili bir basın açıklaması yapan ve genelde yöre köylüleri ile daha önce de Kirazlı Altın Madeni Projesi esnasında da nöbet tutarak şirketin geri adım atmasına yol açacak eylemlerde de bulunan aktivistlerden oluşan Kazdağları Ekoloji Platformu bir basın açıklaması yaptı. Açıklama da şunlar ifade edildi. “Mahkeme dosyasındaki belgelerden, MAPEG’in yaptığı işlemin doğruluğunu savunarak, bir üst mahkemeye, Bursa Bölge İdare Mahkemesi’ne yürütmenin durdurulmasının iptali için itiraz dilekçesi gönderildiği de görülmektedir.
MAPEG’in mahkeme süreci tamamlanmadan şirkete yeni bir işletme izni vermesi kabul edilemez. MAPEG, adeta şirketin bir kurumu gibi çalışmaktadır. MAPEG’in yeni bir ruhsat düzenlemiş olması, davacı Kazdağı Derneğinin öne sürdüğü gerekçelerin haklı olduğunun ve ilk yapılan işlemin kanuna aykırı olduğunun kanıtıdır. Hukuki süreçler beklenilmeden jet hızıyla yeni izinler verilmesi ülkemizde kamu kurumları ile şirketler arasındaki yakın ilişkilerin somut kanıtıdır.
MAPEG, ülkemizin her tarafını maden alanı haline getirmiş olan ve halkın değil, şirketlerin yararına düzenlenmiş olan mevcut Maden Kanunu ve Yönetmeliği’ne bile uymamaktadır. MAPEG’in verdiği tüm maden arama, işletme ruhsatları ve maden işletme izinlerinin denetlenmesi durumunda daha pek çok hukuksuzlukla karşılaşılacağı aşikârdır. Nitekim Çanakkale 2. İdare Mahkemesi’nin kararı Altın Madencileri Derneği’ni telaşlandırmış ve dernek başkanı Hasan Yücel, “4000 maden ruhsatı tehlikeye girmiştir.” demiştir.
MAPEG’in verdiği yeni işletme iznini temin etmek için Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Dermeği tarafından bilgi edinme başvurusu yapılmıştır. Yeni iznin de iptali için gerekli girişimlerde bulunulacaktır.
Danıştay, Duy Sesimizi!
Anımsanacağı üzere, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın daha önce iptal ettirdiğimiz “ÇED Olumlu” kararının 2009/7 sayılı genelge doğrultusunda ikinci kez verilmesi ve bu kararın da iptali için açtığımız davada, bilirkişilerin “projede kamu yararı olmadığına ilişkin” raporlarına rağmen Çanakkale 1. İdare Mahkemesi’nin 2’ye 1 oy çokluğu kararı ile iptal talebimizi reddetmesinden sonra kararı Danıştay nezdinde temyiz etmiştik. Ne üzücüdür ki Danıştay 6 ay geçmesine rağmen halen karar vermemiştir. Danıştay süreci devam ederken, şirket sonucu beklemeden 1 milyon ağacı keserek bir orman ekosistemini yok etmiştir. Şirket diğer yandan da alanda yollar açarak, atık barajı ve açık ocak alanlarında da çalışmaya başlamıştır. Danıştay’ın kararının bu kadar gecikmesini de anlamakta güçlük çekiyoruz.
Vakit daha fazla geçmeden, geri dönüşü mümkün olmayan zararlar daha fazla büyümeden, Danıştay’ın bilirkişilerin bilimsel görüşleri doğrultusunda, Çanakkale 1. İdare Mahkemesi’nin kararını bozmasını ve ÇED Olumlu kararını iptal etmesini bekliyoruz.
Ekokırım Projeleri İptal Edilsin!
Koskoca bir orman ekosistemini yok eden, kamulaştırma kararları ile köylülerin geçimlik tarlalarını elinden alan, bölgenin su kaynaklarına el koyarak yöreyi daha fazla kuraklığa mahkum eden, havayı, suyu, toprağı zehirleyecek olan, yerleşim yerlerinin hemen bitişiğindeki, bir ekolojik yıkım projesi olan Halilağa Bakır (!) Madeni Projesi acilen iptal edilmelidir.”