Kartalkaya Kurbanları Adalet Peşinde

0

Bolu Kartalkayada 78 Kişinin ölümüne yol açan otel yangını sonrası kamuoyunda adalet talebi yükseldi. Ancak kamuoyunda daha önce de bu tür facialarda adaletin sağlanmadığı soruşturmalarda bu facialarda denetim görevini yapmayan bürokratların soruşturmaya dâhil edilmeyerek gerçek manada adaletin sağlanmadığı kanısı hâkim. Bu bakış açısı ile facianın kurbanlarının oluşturduğu “Başka Canımız Yok” adlı bir topluluk adaletin peşine düştü

Kartalkaya Kayak Merkezi’ndeki Grand Kartal Otel’de 21 Ocak’ta çıkan yangında aralarında öğrencilerinde bulunduğu 78 kişi hayatını kaybetmiş, birçok kişi de yaralanmıştı. Facia sonrası Otel sahibi ve Genel Müdürünün de aralarında bulunduğu 19 Kişi gözaltına alındı. Başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dâhil birçok yetkili facianın sorumlularından kesinlikle hesap sorulacağı yönünde açıklamalarda bulundu ancak bu faciada Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yetkili olduğu, bu facia öncesi denetim sorumluluğu olduğu ortaya çıkmasına rağmen Bakan sorumluluğu üstlenip istifa etmedi. Tam da bu nedenle kamuoyun da daha önce de başka facialarda olduğu gibi bu faciada da olayın sıcaklığı geçtikten sonra Otel Sahibi başta olmak üzere sermaye sahiplerinin az bir ceza ile bu olaydan sıyrılacağı kaygısı hâkim. Bu faciada da önceki facialarda olduğu gibi hükümet mensuplarından ihmalleri nedeni ile hesap sorulmayacağı düşünülüyor.

Faciada bazı aileler tamamen yok oldu, bazı ailelerse tatilden çocuklarının, eşlerinin, dostlarının cenazesiyle döndü. Sevdiklerini toprağa verenler ise şimdi hukuki mücadeleye hazırlanıyor. Aileler bu doğrultuda birlikte hareket etmek ve bir kamuoyu baskısı oluşturmak için kendi aralarında görüşmelere başlamış durumda.

Bu çerçevede bir araya gelenlerden birisi de adalet arayışı için yola çıkan başka canımız yok platformu. Platform kurucularından biri olan Büşra Çiçek platformun kuruluş amacını şöyle ifade ediyor. “Böylesi trajik olaylardan sonra kesinlikle “hayat devam etmeli.”  Ama nasıl devam edecek bu hayat?  İnsan canının kıymeti bilinerek, tekrarlarının yaşanmasını önlemeye çalışarak. Sorumluların bedelini ödemesi sağlanarak.

Ateş düştüğü yeri yaktı. Bize düşen ise acıyı ve yası gerçek anlamda yaşamayanlar olarak desteğimizi her alanda sürdürmek oluyor. Sosyal medya, bu hak arayışında farkındalığın sağlanması için en önemli rolü üstleniyor.”

Otel Sahipleri Burunları Bile Kanamadan Merdivenden Çıktılar

Gurup kurucularından Burak İnal ise Burak grubun yapısına dair şu tespitleri yapıyor, “grupta diğer kurban yakınları, benzer felaketlerde yakınlarını kaybeden aileler ve bu konularla ilgilenen avukatlar olduğunu söyledi. İnal, “Herkesin hem birbirinin acısını paylaşması hem de ortak amaç için birlikte ilerlemesi için bir çalışmamız var. Çünkü burada zaten birinci dereceden yetkin ve yetkili olan merciler belli. Biz bunun üzerine müdahil olarak katılacağız ve bunun akabinde bireysel birkaç dava olacak” dedi. İnal grubun gösterdiği çabanın siyasi amaçlar değil, adalet odaklı olduğunun özellikle altını çiziyor.

Grubun kurucusu Doç. Dr. Zeynep Kotan da bu facia da evladını yitirenlerden, Kotan adaletin yerini bulmasının temel kaygıları olduğunu belirttikten sonra şu bilgileri veriyor “Otel sahiplerinin en üst katta oldukları, saat üç buçuk gibi yangından haberdar olduğu ve kendilerine erken bir saate haber verildiği, otel sahibininin personele “biz bunu kendi aramızda çözeriz” deyip misafirlere haber verilmediği ve kendilerinin burunları bile kanamadan merdivenden çıkıp gittiğini öğrendik. Şu anda avukatlarımın savcılık dosyasına ulaşma durumları yok, açık hale gelmesi, inceleyebiliyor olmamız önemli. İkinci bir nokta bizi çok fazla endişelendiren nokta otelin hissedarlarından üç kişi ile ilgili yapılmış hiçbir şey yok bunlar Emine Murtaza Ergün, Ceyda Bekiroğlu ve Elif Aras. Bu üçüyle ilgili hiçbir şey yapılmadı, ne bir yurtdışı yasağı, ne bir gözaltı, hiçbir şey duymadık ve bir takım duyumlar aldık ve bunlar bizi çok tedirgin ediyor. Örneğin bir Bankadan 5 milyar dolar para çekildiğine dair, örneğin Bolu altıncı noterde bir takım arabaların satıldığına dair, bunları duymak bile bizim acımızı katlıyor. Bütün ailelerin talebi bu insanlar için bir an önce yurt dışı yasağının konulması, bir an önce malvarlığına el konulması gibi tedbir uygulanması, bizim bu endişelerimizin azaltılması”

Biz Bu Yangının Küllerinden Adalet Doğuracağız

Grup kurucusu sosyal medya üzerinden gönderdiği mesajlarda adalete dikkat çekiyor ve şu mesajları veriyor “Bir sabah uyandık ve dünyamız eksildi… Odan boş, sesin yok, kokun hâlâ eşyalarında ama sen yoksun. Ateş sadece oteli değil, içimizi de yaktı. Zaman geçiyor ama acı dinmiyor. Çünkü bu bir kaza değil, göz göre göre gelen bir felaketti! Adalet için buradayız… “Ateş düştüğü yeri yakar ama biz bu yangının küllerinden adalet doğuracağız! Sevdiklerimizi ihmal yüzünden kaybettik, susmayacağız! Ömür için, kaybettiğimiz tüm canlar için, bir daha kimse yanmasın diye adalet istiyoruz

Platformun Destekçilerinden Agâh Aydın “Tam 10 gün oldu! Duman kaplı karanlık odalarda 78 insan çığlık çığlığa hayatını kaybetti. Alnına veda busesi bile konduramadan oğullarını, kızlarını, eşlerini, ana babalarını kaybetti insanlar.  Bir insan ömrünü neye vermeli?  Kim kime ömrünü verebilir? On gündür “Ömrüm ömrüm” diye diye bağrı ezilen bu insanlar üzüntülerini, sevdiklerinin öykülerini paylaşmak, hukuk mücadelesi vermek, kamuoyu desteğinin olduğunu yetkililere göstermek için bir grup kurmuşlar.  Siyasallaştırmadan, saldırganlaşmadan yakınlarının hakkını arıyorlar. Böyle bir grubun takipçisi olmak ne anlama gelir?  Bir işe yarar mı? Bilmiyorum!  Aklıma ilk gelen Freud’un bir hastasının anlattıkları oldu…

“…. Çocukluk anksiyetesine ilişkin bilgilerimi üç yaşındaki küçük bir erkek çocuğuna borçluyum. Işıksız bir odada bulunduğu bir gün bağırdığını işittim:

“Teyze bir şey söyle korkuyorum, çünkü burası öyle karanlık ki.”

Teyze ona cevap verir: “Beni görmediğine göre bu neye yarayacak ki?

-Olsun, der çocuk, biri konuştuğu zaman aydınlık oluyor.” ….”

Karanlıktaki Ses Olabilirim

Elimden bir şey gelmese de karanlıktaki ses olabilirim.  Birbirimizin elini tutarsak, birbirimizin yanında, birbirimizin sesi olursak karanlıkta canavar aramaz, gerçeğe daha yakın oluruz. Korksak bile beraber korkarız.” Diyerek kamuoyundan destek talep ediyor.

Gruba başka facialarda aile bireylerini kaybedenler destek veriyor. Grup mensupları ile yazışanlar var ve bir anlamda tecrübe paylaşılıyor. Bunlardan birisi de İsias oteli davasında mücadele veren, Adıyaman’da kızı Serin’i kaybeden ceza hukuku doçenti Pervin İpekçioğlu, “emsal olacak endişesi” ile olası kasıttan ceza vermekten kaçınıldığını belirtiyor. İpekçioğlu, hukukçuların bu tür davalarda “vicdanları ve cesaretleri arasına” sıkıştıkları yorumunu yapıyor 24 Aralık 2024’te zanlılara bilinçli taksirden ceza verildi ve Kartalkaya yangınıyla aynı gün İsias davasının gerekçeli kararı açıklandı. İsias davasında henüz soruşturma izni verilen kamu görevlileri hâkim karşısına çıkarılmadı. Ailelerin bu yönde çabası sürüyor. İpekçioğlu, “yaslarını yaşayamadan bir hukuk mücadelesine başlamak zorunda” kaldıklarını anlatırken asıl zor olanın “sonuç alamamak” olduğunu söylüyor: “Adaletle sonuçlanır ve kendi kabuğumuza çekilir, artık yasımızı yaşamaya başlarız diye ümit ediyorduk. Fakat bize bu reva görüldü ve daha uzun yıllar devam edecek.”

Paylaş.

Yazar Hakkında

Bir Yorum Bırakın