Gazze Şeridi’ne yardımların girdiği sınır kapılarını kapatarak ve elektrik tedarikini keserek bölgenin susuz kalmasına neden olan İsrail’in blokajı şeridi yaşanmaz kılıyor. İsrail Gazze halkının bölgeden göç etmesi için gıda yanında su ve elektriği de silaha dönüştürerek halkı yavaş ölüme mahkûm ediyor. İsrailli su şirketi Mekorot, Gazze’nin su kaynağı üzerinde tam kontrol sağlayarak bunu kuşatma altındaki halka karşı bir baskı aracına dönüştürüyor.
İsrail’in ablukası ve su kısıtlamaları Gazze’yi insani bir felaketin eşiğine getirerek aileleri hayatta kalma mücadelesiyle karşı karşıya bıraktı.
Gazze Belediyesi, İsrail’in devam eden ablukası, yakıt ithalatına getirilen kısıtlamalar ve şehri besleyen ana su boru hattını kesme tehditleri nedeniyle aşırı susuzluğa yol açabilecek yaklaşan bir su krizi konusunda sert bir uyarı yayınladı.
Belediye yaptığı açıklamada Mekorot boru hattının Gazze’nin suyunun yaklaşık %70’ini sağladığını vurguladı. Bu tedarikte yaşanacak herhangi bir kesinti, hayatları tehlikeye atacak, halk sağlığını kötüleştirecek ve hastalıkların yayılmasını arttıracak yıkıcı sonuçlar doğuracaktır.
İsrailli su şirketi Mekorot, Gazze’nin su kaynağı üzerinde tam kontrol sağlayarak bunu kuşatma altındaki halka karşı bir baskı aracına dönüştürüyor.
Mart ayı başında ateşkesin ilk aşamasının sona ermesinin ardından İsrail Gazze’ye yeniden abluka uygulayarak insani yardım girişini engelledi. Bu kasıtlı politika, açlığı Filistin Direniş Hareketi Hamas’a karşı bir koz olarak kullanmayı ve onu boyun eğmeye zorlamayı amaçlıyor.

Elektriğin Kesilmesi Felaketi Ağırlaştırdı
Abluka, elektriğin kesilmesi kararıyla birleşince su ve kanalizasyon istasyonları kapanmak zorunda kaldı ve zaten vahim olan insani durumu daha da kötüleştirdi.
İsrailli yetkililer Hamas’ı baskı altına alma stratejilerinin bir parçası olarak defalarca su ve elektrik gibi temel hizmetleri kesmekle tehdit etti. İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’nun sözcüsü Omri Dostri, 4 Mart’ta yaptığı açıklamada Gazze’nin su ve elektriğe erişiminin durdurulmasının bir baskı aracı olarak “masada” olduğunu belirtti. Birkaç gün sonra İsrail Enerji Bakanı Eli Cohen Gazze’ye elektriğin derhal kesilmesi emrini verdi.
Birleşmiş Milletler Uluslararası Çocuklara Yardım Fonunun (UNICEF) Gazze’deki yetkilisi Rosalia Poulin, Kasım 2024’te yaklaşık 600 bin kişinin içme suyuna erişiminin sağlandığını ancak su kaynaklarının tekrar kesildiğini ve bölgedeki insani krizin daha da kötüleştiğini belirtmişti.
Su Kıtlığı Felaket Düzeyinde
Gazze’deki su sıkıntısının kritik seviyelere ulaştığını vurgulayan Poulin, şu anda her 10 kişiden yalnızca birinin güvenli içme suyuna erişebildiğini ve nüfusun yüzde 90’ının hayatta kalmak için temiz su bulma mücadelesi verdiğini ifade etmişti.
Gazze Belediyesi, İsrail’in uluslararası hukuka uymasını sağlamak ve daha kötü bir insani felaketi önlemek amacıyla su ve yakıta erişimi yeniden sağlamak için acilen uluslararası müdahale çağrısında bulundu.
Gazze Şeridi Belediyeler Birliği de yeterli ve sürdürülebilir su ve elektrik tedariki olmadan sağlık ve çevre krizinin kontrolden çıkacağını belirterek alarm verdi. Gazze’nin merkezi tuzdan arındırma tesisinin elektrik kesintileri nedeniyle kapatılması, sayısız aileyi temiz içme suyuna erişim konusunda zor durumda bıraktı.
Bu kriz yeni değil ancak altyapıyı ve temel tesisleri tahrip eden İsrail bombardımanının ardından felaket boyutlarına ulaştı ve temiz su giderek daha ulaşılmaz bir ihtiyaç haline geldi.

Filistinliler Su Kıtlığı Çekiyor
İsrail, Gazze Şeridi’nin güneyindeki Han Yunus kentinde çadırlarda yaşayan yerinden edilmiş Filistinli ailelerin ramazan ayında dahi temiz suya erişimlerini engelledi.
Çamaşır, bulaşık ve diğer temizlik ihtiyaçları için tuzlu deniz suyu kullanan Filistinliler, yemek pişirmek ve içmek için tatlı su bulmakta ise büyük güçlükler yaşıyor.
Kadınlar leğenlere koydukları bir kaç litre suda yığınla kirli çamaşır yıkamak zorunda kalıyor. Çamaşır yıkanan su kirlense de başka su olmadığı için onu değiştirmeleri mümkün olmuyor. Bulaşıklar da aynı şekilde kirli sular içinde yıkanıyor.
Abluka sıkılaştıkça, Gazze’deki Filistinliler Ramazan ayında susuzluk, açlık ve yerinden edilmenin yıkıcı bir kombinasyonuyla karşı karşıya kalmakta, evlerini kaybettikten sonra mülteci kamplarında ve derme çatma çadırlarda hayatta kalmaya zorlanmakta.
İsrail, ABD’nin tam desteğiyle ve güpegündüz, 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’de soykırım uyguluyor; çoğu çocuk ve kadın 160.000’den fazla Filistinliyi öldürdü ve yaraladı, 14.000’den fazlası ise hala kayıp. (Palastine Chronicle)