“Sinop’ta ÇED Satışı Yapılıyor.”

0

Sinop Nükleer Karşıtı Platform 26 Nisan 1986 da Ukrayna’da Pripyat şehrinde tesis edilmiş olan Çernobil Nükleer Santralinin 4. Ünitesinin patlaması son ucunda yaşadığımız kazanın 39.yıldönümü nedeniyle bir anma etkinliği düzenledi. Mitingde Sinop Belediye Başkanı Metin Gürbüz, NKP Avukatı Mehmet Horuş, Nükleer Karşıtı Platform Türkiye sekretaryası adına Alâeddin Yolcu konuştu konuşmalarda AKP’nin nükleer tercihi eleştirildi ve santrala izin verilmeyeceği vurgulandı. NKP Avukatı Mehmet Horuş da “Akkuyu ve her yerde nükleer santral adına ÇED satışı yapılıyor” dedi

Ukrayna’nın Pripyat kentinde bulunan Çernobil Nükleer Santrali’nde yaşanan çekirdek erimesi ve çıkan yangınla atmosfere radyasyon sızıntısı olmasının ardından 39 yıl geçti. 26 Nisan 1986’da yaşanan olaydan sonra yüksek derecede nükleer serpinti bulutu o dönemki Sovyetler Birliği’nin batısı ile buradan Avrupa’ya ve Karadeniz üzerinden Türkiye’ye sürüklendi. 1986 yılından 2000 yılına kadar Belarus, Rusya ve Ukrayna’da ciddi olarak kirlenmiş bölgelerden toplam 350 bin 400 kişi tahliye edildi. Kaza sonrasında Ukrayna ve Belarus’ta su kaynakları kirlenirken, yine bu bölgelerde binlerce hayvan ölümü yaşandı. Doğrudan reaktörün rüzgârı altındaki dört kilometrekarelik çam ormanı kırmızımsı kahverengine dönüp öldü. Ukrayna’nın Narodychi Raion bölgesindeki çiftliklerde 1986’dan 1990’a kadar yaklaşık 350 hayvanın eksik veya fazla uzuvlar, eksik gözler, kafalar veya kaburgalar veya deforme kafatasları gibi büyük deformasyonlarla doğdu.

Sinop Nükleer Karşıtı Platform 26 Nisan 1986 da Ukrayna’da Pripyat şehrinde tesis edilmiş olan Çernobil Nükleer Santralinin 4. Ünitesinin patlaması son ucunda yaşadığımız kazanın 39.yıldönümü nedeniyle bir anma etkinliği düzenledi. ,

Çernobil Doğamıza Karıştı

“Dünyanın dört bir yanında atomu parçalayarak elektrik üreten santrallardan biri daha dünyamıza radyasyon kustu. Milyonlarca yıl yok olmayan bu radyasyon bizim ülkemize Karadeniz kıyılarından girdi. Ete, süte, ota bulaştı. Yetmedi! Şimdi bir balığın, arının, çiçeğin ve hatta yeni doğmuş bebeklerimizin vücuduna, 26 Nisan 1986 da Ukrayna’da Pripyat şehrinde tesis edilmiş olan Çernobil Nükleer Santrali kazası sonucunda doğamıza karıştı.

Patlamalardan sonra oluşan radyoaktif maddelerle yüklü bulutlar rüzgârın götürdüğü yerleri kirletti. Bu kirlenmeden, başta Trakya Bölgesi ve Karadeniz kıyıları olmak üzere ülkemizi de etkiledi.

Doğamıza karışan bu radyasyon; pasaportla yolculuk etmiyor! Sınır tanımıyor! “Bu da insan evladıymış” demiyor!

Elektrik üretmek için parçalanan bu atom; şimdi dünyamızda yaşayan tüm canlıları parçalıyor!

Bu parçalanış bizleri yani bu doğada yaşayan canlıları daha da etkilememesi için Akkuyu’da, Sinop’ta ve ülkemizin doğa harikası yerlerinde yapılmaması için Nükleer karşıtları mücadele ediyor.” Denilen mitingde Sinop Belediye Başkanı, NKP Avukatı Mehmet Horuş, Nükleer Karşıtı Platform Türkiye sekretaryası adına Alâeddin Yolcu birer konuşma yaptı.

Metin Gürbüz “Nükleer Santrallara İzin vermeyeceğiz”

Mitingde ilk konuşan Sinop Belediye Başkanı Metin Gürbüz oldu. Gürbüz konuşmasında “Çernobil’de yaşanan Kaza Uluslararası Nükleer ve Radyolojik olay ölçeğine göre en büyük kazalardan bir olarak kayıtlara geçmiştir. Bir diğer büyük kaza olarak ise Fukuşima Nükleer kazası kayıtlara geçmiştir.

Aynı kazaların ülkemizde de yaşanmaması için Ne Akkuyu’da Ne Sinop’ta nede ülkemizin bir başka yerinde Nükleer santrallara izin vermeyeceğiz.

Bu mücadelemizin bir yönü de Sinop’ta yapılması planlanan Sinop Nükleer Güç Santralinin yapılmaması için açmış olduğumuz davalardır.” dedi

Mehmet Horuş: Santral Yerli Ve Milli Değil

Gürbüzden sonra söz alan Nükleer Karşıtı Platform Avukatı Mehmet Horuş oldu. Horuş “Sevgili dostlar ülkemizin en güneyinde Akkuyu’da Rusya Devlet şirketi Rosatom firması bir nükleer santral inşa ediyor! Siyasi iktidar bu santral için “Yerli ve Milli” diyor! Ama aynı santral için Rosatom şirketinin CEO’su “…bir başka ülkenin sınırları içerisinde yaptığımız bu santral Rusya’nın malıdır. Yani bizimdir.” diyor! Santralin sahibi Rusya, kullanılacak uranyum çubukları bu materyali üretme hakkına sahip dünyadaki 7 ülkeden birinden alınarak kullanılacak! Üretilen elektriği dolar kuru üzerinden en pahalı bir şekilde kullanacağız! Şimdi sorarım size! Bu santral hala yerli ve milli midir?” diyerek AKP’nin gerçekleri gizlediğini söyledi.

Alaaddin Yolcu “Kobalt 60 Kapsülünü saklayamayanlar Nükleer Santral Yönetebilir mi?”

Ülkemizi yönetenler Çernobil kazasını yaşadığımız dönemlerde “Biraz radyasyon kemiklere yararlıdır” diyordu- Kenan Evren, Radyoaktif çay daha lezzetlidir” diyordu Turgut Özal!

Son dönemde ise 24 yıl önce iktidara gelen AKP’nin genel başkanı ve o dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan 2006 yılında 8 Mart dünya kadınlar gününde “Sinop’u Marka şehir yapacağım“ derken İstanbul Sinoplular gecesinde konuşma yapıyordu.

Nükleer Kazalar, nükleer santral olan bölgelerde olmuyordu kuşkusuz!  Ülkemizde de 1998 yılında İNES ölçeğine göre 3. Seviyede ciddi olay olarak nitelenen Radyasyon kazası da gerçekleşmiştir. Sağlık kuruluşlarında tıbbi amaçla kullanılmış üç adet Kobalt 60 kaynağını güvenli bir şekilde ihraç ederek muhafaza etmek yerine bir depoda saklanmış sonrada bir hurdacıya satılmış olması sonucunda iki hurdalık işçisi radyasyona maruz kalarak yaşamlarını yitirmişlerdir.

Şimdi sorarım size! Kullanılmış Kobalt 60 kaynağı kapsülünü koruyamayarak iki işçinin ölmesine neden olanlar Nükleer santral yönetebilirler mi?” diyerek AKP’nin enerji Politikasını Eleştirdi

Paylaş.

Yazar Hakkında

Bir Yorum Bırakın