1 Haziran Günü, EGEÇEP Eş Sözcüleri Berna Babaoğlu ve Osman Karababa Gündoğdu’da basın açıklaması gerçekleştirerek halka seslendi: “Doğamızı korumaya kararlıyız, gücümüzün yettiğince, bu doğa talanlarına karşı başta hukuk olmak üzere tüm meşru direnme haklarımızı kullanarak mücadele edeceğiz. Tek amacımız, gelecek kuşaklara yaşanılası bir dünya bırakmaktır. Halkımızı, bu doğa talanlarına karşı yanımızda olmaya çağırıyoruz.”
Basın açıklaması aşağıdaki gibidir.
Değerli Basın Emekçileri, Sayın Halkımız
1. DOĞADAKİ YIKIMA KARŞI EKOLOJİ NÖBETİNDEYİZ
2. KÜRESEL ISINMA, MADENLERİN, DOĞANIN TALANI, AKARSULARIMIZIN KİRLETİLMESİ, SULARIN TİCARİLEŞTİRİLMESİNE KARŞI ÇEVRE NÖBETİ TUTUYORUZ
3. YAŞANABİLİR BİR DOĞA İÇİN EKOLOJİ/ÇEVRE NÖBETİNDEYİZ
4. BİR VİRÜSÜN BÜTÜN DÜNYA‘YI NASIL EVLERE HAPSETTİĞİNİ YAŞIYORUZ DOĞANIN TALANINA SON DİYORUZ
Kapitalist üretim tarzı, her geçen gün dünyamızı daha da kirletiyor. Gelecek kuşaklara ne yazık ki yaşanılası bir dünyayı miras bırakamıyoruz.
Kısaca özetleyecek olursak, belli başlı doğa yıkımları:
– Küresel ısınma ve buna bağlı yaşanan kasırga sayısındaki ve şiddetindeki artış,
– Tüm dünyada, büyük bölümü ormanlık olmak üzere milyonlarca hektar arazide, madencilik adı altında yürütülen talanlar,
– Tarım alanlarına kurulan kimya, metalürji, demir çelik, çimento başta olmak üzere ovalarımızı, kentlerimizi yaşanmaz kılan sanayiler,
– Maden ve sanayi tesislerinin, yer altı sularını ve tüm canlıların ortak varlığı olan yerüstü sularını sorumsuzca tüketmeleri,
– Enerji bahanesi ile en küçük akarsuların bile üzerine kurularak, yöre halklarının kullandığı sulara el koyan HES’ler, kuş göç yollarına ve meralara kurulan RES’ler, aşırı su tüketen, hava kirliliğine neden olan, küresel ısınmaya en büyük katkılardan birisini yapan TES’ler, oluşan/oluşabilecek kazalarla, milyonlarca insan ve diğer canlıların hayatına kasteden NES’ler, sözde yenilenebilir enerji diye işletilen, gerçekte havayı, toprağı ve suyu aşırı derecede kirleten JES’ler, tarım alanlarını kaplayan GES’ler, yaşamları alt üst etmekle kalmıyor, doğanın dengesini de bozuyor,
– Yüzlerce köy ve kasabayı, tarihi mirasları sulara gömen, insanları yaşadıkları topraklardan kopararak kendine bile yabancılaşmasına neden olan, doğanın hem fiziki dengesini hem biyolojik dengesini bozan büyük barajlar,
– Başta, yanlış tarım ilacı kullanımı, sanayi, maden ve kentsel atıklar yüzünden alabildiğine kirlenen, içerisinde canlıların yaşamasına bile olanak kalmayan akarsular ve akarsulardan alınan sularla gerçekleştirilen, bu nedenle de sağlıksız gıda üretimine neden olan tarım,
– Genetiği değiştirilmiş ve sadece bir kez kullanılan tohumlarla köylünün, çiftçinin sömürülmesi, daha çok verim alınması için toprağı sömüren ve bu nedenle her yıl daha fazla kullanılmak zorunda kalınan tarım ilaçları,
– Sözde artan nüfusu beslemek amacıyla yapılan endüstriyel hayvancılık ve endüstriyel tarım ile sağlanan gıdalar yüzünden bozulan sağlığımız,
– Ekolojik dengelerin alt üst olması ile giderek sıklaşan salgın hastalıklar,
– Tarımla geçinemeyen köylülerin kentlere göç etmesiyle alt üst olan yaşamlar,
– Kimliğini yitiren, birer beton yığınına dönen çarpık kentler,
– Pompalanan tüketim alışkanlıkları,
– Halkın çıkarlarını değil silah sanayii başta olmak üzere çıkar çevrelerini zengin etmek amacıyla, yerel halklar kışkırtılarak çıkartılan savaşlar,
– Karadaki doğa talanı yetmiyormuş gibi denizlerin ve hatta gezegenlerin talanı,
– Milyonlarca dönüm tarım alanını kesen otoyollar,
Tüm bu nedenlerle, giderek yaşanılamayacak hale gelen doğamızı korumak için, bugün burada, pandemi koşulları nedeniyle sembolik olarak “EKOLOJİ/ÇEVRE NÖBETİNDEYİZ” .
Artık kimsenin gizleyemeyeceği kadar açık ki bütün dünyayı saran virüsün sebebi Ekolojik yıkımdır. Doğaya karşı yıkım-talan devam ederse daha büyük salgınlarla karşı karşıya kalacağız.
Buradan Dünya daki bütün yöneticilere sesleniyoruz artık yeter sağlıklı yeni bir yaşam biçimi kurmak için doğanın talanına son verin.
Bu nöbetle diyoruz ki:
Doğamızı korumaya kararlıyız, gücümüzün yettiğince, bu doğa talanlarına karşı başta hukuk olmak üzere tüm meşru direnme haklarımızı kullanarak mücadele edeceğiz. Tek amacımız, gelecek kuşaklara yaşanılası bir dünya bırakmaktır. Halkımızı, bu doğa talanlarına karşı yanımızda olmaya çağırıyoruz.
EGE ÇEVRE VE KÜLTÜR PLATFORMU (EGEÇEP )
EŞ SÖZCÜLER