Mayıs’ta Türkiye’nin ekoloji gündeminde ne vardı?
Mayıs ayı Covid-19 krizinin “normalleştiği” ve yaşamın “yeni normal”e göre düzenlenmeye başladığı bir geçiş ayı olarak geçiyor tüm dünyada. Ancak bu “yeni normal”in eskisinden bir farkı yok. Salgınla birlikte daralan ekonomiler, sermayeye çıkış için doğa talanını daha da azgınca sürdürme yolunu işaret ediyordu her kriz döneminde olduğu gibi. Burjuva yasallıkların, emek mücadelesi ve doğa savunucularının çabalarının sonucunda ancak bir pamuk ipliği kalınlığında olduğu ve gerektiğinde hızla koparıldığı da bir kez daha görüldü. Kirazlıyayla’da direnen köylü kadınlardan Zilan’daki tarih silen doğa talanına, Kilyos’ta kaldırıma gömülmüş kemiklerden ABD’de gözler önünde katledilen George Floyd’a düşman hukukuna maruz kalıyoruz.
Mayıs ayı bahardan sonra yazın gelişini müjdeleyen bir ay olduğu kadar bu topraklardaki devrimci mücadelede sonsuzlaşanlara adanan bir ay ve belki de bu toprakların gördüğü en büyük demokratik halk isyanı olan Gezi isyanını da bize hatırlatan bir ay. İçimiz Gezi’nin kolektif gücüyle ısınıyor.
Yine BM ‘nin 1972’de ilan ettiği 5 Haziran Dünya Çevre Günü, o günden bu yana doğanın talanının giderek artışının tanıklığında geçti. Sermaye ve BM için “çevre” olan, “kaynak” olan doğa, bizim içinse bütünlüklü bir ekoloji mücadelesinin konusu olan doğanın bu talanını durdurduğumuz günü, tüm doğa savunucularıyla, ekoloji mücadelesi yürütenlerle kutlayacağız. Doğanın ve insanın bütünleştiği, emeğin özgürleştiği yeni Gezi’lerde buluşmak üzere.
Bu ay bültenimizde farklı bögle ve kaynaklardan 52 habere yer veriyoruz. Bültenimizle ilgili soru, görüş ve önerileriniz için bize mailimiz ve twitter hesabımız üzerinde ulaşabilirsiniz. İyi okumalar diliyoruz.