Hem Yeşil bir Parti hem Yeşil bir Vakıf kuruluyor

2

Birleşik Yeşil Hareket ve Yeşiller Platformu 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde yaptıkları basın açıklamasında yeni bir Yeşil Parti ve yeni bir vakfın kuruluş sürecini başlattıklarını duyurduktan sonra Dünya’ya Yeşil pencereden bakan tüm bireyleri bu harekete katkı vermeye davet etti.

Yapılan basın açıklmasında şu görüşler dile getirildi; “21. yy siyasal, ekonomik ve çevresel koşullar Ülkemizde ve Dünya’da Yeşil Politikalar’ın önemini ve bu politikalara duyulan ihtiyacı had safhada arttırmıştır. Bununla birlikte Türkiye’de siyasal alana ilişkin var olan yasal düzenlemeler, yeşil bir partinin soluk  almasını zorlaştıracak her türlü içeriğe sahiptir. Keza seçimlere katılma yeterliliği olarak tanımlanan kriterler, ciddi mali kaynak ve geniş bir coğrafyada örgütlülüğü şart koşmaktadır. Ek olarak ülkenin büyüklüğü, tarihi ve dünya üzerindeki konumundan kaynaklanan karmaşık sorunları, büyük ölçekli bir  siyasi kadroyu zorunlu kılmaktadır. Son olarak diğer ülkelerde var olan yeşil parti ve vakıfların Türkiye üzerindeki görüş ve müdahaleleri, maalesef ülkemizdeki yeşil politikanın gelişmesine olumsuz etki yapmaktadır.”

Dünya Barış günü dolayısıyla yapılan çifte Basın açıklaması’nın tam metinleri şu şekilde:

HEM YEŞİL BİR PARTİ HEM YEŞİL BİR VAKIF

Türkiye siyasi yaşamındaki Yeşil Partilerin kuruluşlarında ve çalışmalarında yer almış ya da yeşil harekete gönül ve emek vermiş kişiler olarak, küresel yeşil ilkeler çerçevesinde, ülkemizdeki yeşil politikanın gelişmesi için yıllardır mücadele vermekteyiz.

21. yy siyasal, ekonomik ve çevresel koşullar Ülkemizde ve Dünya’da Yeşil Politikalar’ın önemini ve bu politikalara duyulan ihtiyacı had safhada arttırmıştır. Bununla birlikte Türkiye’de siyasal alana ilişkin var olan yasal düzenlemeler, yeşil bir partinin soluk  almasını zorlaştıracak her türlü içeriğe sahiptir. Keza seçimlere katılma yeterliliği olarak tanımlanan kriterler, ciddi mali kaynak ve geniş bir coğrafyada örgütlülüğü şart koşmaktadır. Ek olarak ülkenin büyüklüğü, tarihi ve dünya üzerindeki konumundan kaynaklanan karmaşık sorunları, büyük ölçekli bir  siyasi kadroyu zorunlu kılmaktadır. Son olarak diğer ülkelerde var olan yeşil parti ve vakıfların Türkiye üzerindeki görüş ve müdahaleleri, maalesef ülkemizdeki yeşil politikanın gelişmesine olumsuz etki yapmaktadır.

Bu temel gerçekler ciddi olarak ele alınıp, siyasi alanın yanısıra, sosyal, bilimsel, mali ve ekonomik alanda gerekli örgütsel yapıların olası en geniş birlikteliğini tesis edecek düzenlemeler ortaya konmadığı için, geçmişte kurulan iki yeşil parti de kendi ayakları üzerinde durabilecek örgütlülüğü sağlayamamıştır. Gezi direniş gibi sıradışı fırsatlara rağmen, sınırlı bir siyasal çalışma yürütmüş ve ne yazıkki tabeladan öteye gidememiş ve dağılmıştır.

Üçüncü kez bir yeşil parti kuruluşu için harekete geçilmesi, her yeşil insanı sevindireceği, umutlandıracağı gibi bizleri de sevindirmiş, umutlandırmıştır. Dileğimiz geçmiş hataların tekrarlanmaması, siyasi hareketin daha en başından kendi kaynakları üzerinde durabilecek, kendi başına seçimlere girebilecek şekilde inşa edilmesidir.

Bizler bunun gerçekleşebilmesi için, partinin yanısıra yeşil vakıflar kurulmasınıya da varolan vakıfların yeşil harekete desteğinin sağlanmasını elzem görüyoruz. Bunun yanısıra, aktivistinden sivil toplumcusuna, kooperatifçisinden siyasetçisine, akademisyeninden sade vatandaşına her yeşil bireyin içerisinde yer alacağı bir büyük konseyin belirli aralıklarla bir araya gelmesini ve harekete yön vermesini arzu ediyoruz.

Pandemi koşullarında bu kuruluş ve bir araya gelişlerin alt yapısının hazırlanması için uğraş vereceğimizi, bu görüşleri benimseyen bireylerle her türlü diyalog ve işbirliğine hazır olduğumuzu beyan ederiz.

Dünya’ya Yeşil pencereden bakan tüm bireyleri bu harekete katkı vermeye davet ediyoruz..

Birleşik Yeşil Hareket / Yeşiller Platformu

Bugün Dünya Barış Günüdür.

BARIŞIN KENDİSİ YEŞİLDİR

Türkiye’deki İktidar ve global kapitalizm sadece silahlı savaşlarla değil aynı zamanda ekosistemlerle ve doğaya karşı savaş içindedir.

Küresel sermaye kitlesel silah üretimi desteklediği gibi Bireysel silahlanmayı da teşvik etmektedir. Doğadaki hayvanlar av turizmi söylemi altında kitlesel yok edilmektedir.Ateşli silahların kolay elde edilmesiyle insanlar bir birlerlerini kolayca öldürmekte ve özellikle ülkemizde kadın cinayetlerinin önü alınamamaktadır.

Bugünlerde Bir barış denizi olan Akdeniz’i savaş denizine çevirmek istemektedirler.Akdeniz’ de yaşanan, bir avuç petrol ve doğalgazdan dolayı”savaş kışkırtıcılığı” ,doğanın,denizlerin ve de tüm bioçeşitliliğinin yok olmasına neden olacaktır.Uğruna savaş nedeni olan, fosil yakıtlar, İklim krizini büyüterek sellerin felaketlerin önünü açmaktadır.

Ayrıca Pandemi günlerinde, bizler işsizliğe, yoksulluğa ve ayrımcılığa karşı durmak için, önce korkutma,çatışma ve nefret kültürünü yok etmek zorundayız.

Bütün bunlardan dolayı her zaman Barışı talep etmek gerekiyor.Barış için uğraşmak politik ve ekolojik bir eylemdir

Bizler Türkiye Yeşilleri olarak tüm dünyaya, tüm toplumlara ve onların politik yapılarına sesleniyor ve  1 EYLÜL DÜNYA BARIŞ GÜNÜNDE bir kere daha “barış”tan yana olmaya ve bunun için mücadele etmeye çağırıyoruz.

Savaşsız sömürüsüz bir dünya için

Barış.. Hemen şimdi.

Share.

About Author

2 Comments

  1. Doğrusu bu çabayı anlamakta zorlandığımı belitrmem gerek. Çünkü bu arkadaşların içinde yıllarını yeşil harekete vermiş dahası Avrupa yeşilleri ile çok sııkı bağlantıları olan, Almanya daki yeşiller partisinin kuruluş sürecini bilen son derece tecrübeli bir isim de var. Ender Eren yeşil harekete çok emek vermiş biri isim deyim yerinde ise yeşillerin akçsaçlısı. Şimdi o da dahil diğer arkadaşlar yeşiller partisi kurmak için arka planda güçlü bir taban dalgasının olması gerektiğini bilemez olamaz diye düşünüyorum. Bunu bildikleri halde bir tabela partisi olmaktan ve ülkemizdeki yeşil parti mezarlığında bir mezar daha olacak bir parti kurmanın mantıpı olmaz. Bu arkadaşların kurduğu partide ülkemizdeki HES direnişlerinin, maden direnişlerinin sembol isimleri bu direnişlerde çok önemli yeri olan STK’ların olması gerekirdi. Oysa baktığımda çoğu bildik tanıdık deyim yerinde ise tutunamımış kişiler. Yeşil Tekaütler partisi ülkemize hayırlı uğurlu olsun diyeceğim. Ama şunu da çok iyi biliyorum bu ülkede gerçek anlamda taban dalgası üzerinde yükselen bir yeşiller partisi muhakkah kurulacak. Kurucuları HES ve Maden Direnişllerinde. JES direnişlerinde dayak yeme bahasına direnç gösteren köylüler olacak. O zamana kadar ülkemizde yeşil parti mezarlığında sanırım daha çok mezar olacak. Öne çıkma hırsı böyle olsa gerek. Bu arada dikkatimi çekti en çok çevre haberine yer veren günlük gazetelerin hiç birin de tek satır haber yok basın bile ciddiye almamış bu girişimi. Bu arkadaşlar egolarını kırıp hareketin bir parçası olsalardı aksaçlılar olarak hareketin bilgeleri olurlardı ama egoları galip gelmiş. Keşke farklı olsaydı.

  2. Pingback: YEŞİL PARTİ MEZARLIĞINA BİR MEZARTAŞI DAHA - YERYÜZÜNDEN HABERLER

Leave A Reply