Ekolojistler Dersim’e gitmeye karar verdi! -Nesrin Aslan yazdı:

0

“Ekoloji dünyasının aktivistleri, teknolojinin yarattığı imkanlarla her yerde ve neredeyse sürekli toplantı halinde olanlar Dersim’e gitmeye karar verdiler. Bu sadece bir dayanışma değil aynı zamanda hakim zihniyet karşısında bir irade beyanı olacaktı. Ne yapmaya gittiğimizi kimse unutmadı ve öyle de oldu. Artık bilinecek ki; konu yaşam hakkı olunca coğrafi farklılıkları hiç önemsemeyenler de var ve her an çoğalacaklar!”

“Dersim İçin Yollardayız” diyerek bir araya gelen 54 ekoloji örgütü Dersim’de orman yangınlarına dikkat çekmek için 15-16 Eylül 2021 tarihlerinde İstanbul’dan yola çıkarak Dersim’e gitmişlerdi. Dersim Seyit Rıza Meydanı’nda gerçekleştirdikleri basın açıklmasında “Kazdağları’ndan Dersime/İkizdere’den Akbelen’e/Doğa sınır tanımaz” pankartını açan yaşam savunucuları daha sonra yangın bölgelerinde incelemelerde bulunmuş ve kamuoyunun katılım sağladığı etkinlikler gerçekleştirmişti. Grup 14 Aralık 2021 tarihinde tüm doğa ve yaşam savunucularının davet edildiği bir toplantıda Dersim yolculuğu üzerine değerlendirmelerde bulunulacak. #DoğaSınırTanımaz

Yolculuğa katılan Kazdağları İstanbul Dayanışması’ndan (KİD) Nesrin Aslan’ın kaleme aldığı Ayrımcılık ve Dersim başlıklı yazıyı yayımlıyoruz:

Ayrımcılık ve Dersim

Orman yangınlarının her an, her yerden artarak yükseldiği, devletin de her birini fatura edecek yer göstermek dışında dibe vurduğu, kaybolduğu günlerdi. Doğallıkla kimimiz zorunlu, kimimiz gönüllü olarak sıcağı sıcağına içindeydik. Hemen her yaz olduğu gibi Dersim de yanıyordu. Kamuoyu açısından kanıksanmış olacak ki ilgi de görmüyordu. Devletin olan imkanlarını biraz da olsa o coğrafyaya yetiştirmemesi, ulaşmaya çalışan gönüllülere engel olması gibi bir ayrımcılık da sezilir hal alınca daha çok konuşulur oldu. Sorun, ülkenin her yerinde ve aynıydı ama Dersim sanki ilgilenmemek zorunluymuş gibi günlerce hiç ilgi görmeden yanmaya devam etti.

Bu göz önündeki, vicdanları rahatsız eden durumun ve kayıtsızlığın da motive ettiği iyiler, yaşam savunucuları, ekoloji dünyasının aktivistleri, teknolojinin yarattığı imkanlarla her yerde ve neredeyse sürekli toplantı halinde olanlar Dersim’e gitmeye karar verdiler. Bu sadece bir dayanışma değil aynı zamanda hakim zihniyet karşısında bir irade beyanı olacaktı. Ne yapmaya gittiğimizi kimse unutmadı ve öyle de oldu. Artık bilinecek ki; konu ağacıyla, böceğiyle, kurduyla, kuşuyla, insanıyla yaşam hakkı olunca coğrafi farklılıkları hiç önemsemeyenler de var ve her an çoğalacaklar.

Yaptığımız iş gereği devlet ve tüm yerel kurumlarıyla da gerektiği gibi ve gerektiği kadar iletişimimiz oldu. Birçok açıdan önyargılarını değiştirecek, alışageldiklerinden farklı bir mücadele anlayışıyla da tanışmalarına yol açmış olundu.

Yangının sürdüğü yerlere değil ama bir hafta önce sönmüş yerlere bir ekibimiz saatlerce tırmandı ve inceledi. Aramızda eski bir dağcı olması da iyi oldu. Tabii ki askerler de koruma adına tırmanmış oldu. Bu arada askerlerden ilginç bilgiler de toplandı ve şimdi tamamıyla ilgili, bir rapor hazırlığındayız.

Bize benzeyen ilgililer ve yerel örgütler var ve iletişim halinde olacağız. -Hoş bir tesadüf diyelim- yangın söndürme eğitimi konusunda İstanbul’da bir girişimimiz var. Orada da bunun olduğunu gördük ve araç gereç konusu dahil esaslı bir dayanışma konumuz haline getirdik. Geri kalanı rapora bırakalım.

Çok politik, çok devrimci bir deneyim olduğu için uzun zaman akıllarda kalacağını düşünüyorum. Çünkü toplumsal zihniyeti değiştirme inadıyla iş yapan için bence kendi zihniyeti de masadadır. O iş boyunca da sürer. Böyle çıkan ortak akıl da denenmeyi hak eder sanki.

Şimdi son olarak orada en çok söylediğim ve ortak akıl listesindeki bir maddeyi söylemek istiyorum. ‘Ekoloji hareketinin çok görevi var ama özellikle biri de hemen her konuda toplumun vicdanı olmak. Bu deneyim de bunun sadece bir örneğidir.’

Kazdağları’ndan Dersim’e #DoğaSınırTanımaz

Share.

About Author

Leave A Reply