Karacasöğüt Koyu’nda iskele kapasitesinin artırılması projesine izin vermeyen çevrecilerin 2 yıldır sürdürülen mücadelesi kazanımla sonuçlandı. Sonunda Karacasöğüt Limanı 1. derece arkeolojik sit olarak tescil edildi.
Marmaris, Karacasöğüt Koyu’nda MUÇEV Ltd. Şti.’nin marina kapasite arttırma projesi için verilmiş ‘ÇED gerekli değildir’ kararı mahkemece iptal edilmişti. İptal kararının ardından MUÇEV Ltd. Şti., projesinden vazgeçmemiş ve ÇŞİD Bakanlığı’nca yeni bir ÇED süreci başlatılmıştı.
Karacasöğüt Koyu’nun endemik ve nadir türlere ev sahipliği yapması nedeniyle marina kapasitesinin arttırılmaması için bu amaçla SAD-AFAG ile canlı türlerinin durumu ve musilaj varlığını tespit için yapılan dalış sırasında tarihi eser varlığı belgelendi. Ekolojistler tespit ve tescil işlemlerinin başlatılması amacıyla Muğla Kültür Varlıklarını Koruma Kuruluna ve Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesine dilekçe ile başvurdu . Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi bölgede yaptığı dalış sırasında arkeolojik eserleri tespit etmesi üzerine Karacasöğüt Koyunun 1. Derece arkeolojik sit alanı olarak tescil edilmesi için yasal süreçleri başlattı.
ÇŞİD Bakanlığı bu duruma karşın ÇED sürecini durdurmadı ve 29 Mayıs 2023 tarihinde skandal bir kararla proje için ÇED Olumlu kararı verdi. MUÇEV yat limanı kapasite artışına onay vermenin yanında aynı koyda yer alan Global Marin Yat Limanı kapasite artışı için de ÇED gerekli değildir kararı verdi.
Bu kararlar sonrası MUÇEV Marina kapasite artışı için verilen ÇED olumlu kararının iptali talepli, 4 Temmuz 2023 tarihinde Muğla 1. İdare Mahkemesine dava açan ekolojistlere henüz mücadele sürerken sevindirici haber geldi. Karacasöğüt Koyunun orada yaşayan tüm canlıları ve bölge halkı için de her daim korunması anlamına gelecek 1. Derece arkeolojik sit alanı olarak tescil işlemi gerçekleşti.
Marinaların Kıyı Ekolojisi üzerindeki tahribatı
Suyla kullanımları olarak endüstrilerin, sadece liman operasyonlarıyla doğrudan bağlantılı satıcılar değil, genellikle birçoğu, büyük su alanlarına yakın veya üzerinde konumlandırılmak durumunda. Marina inşasıyla beraber rekreasyon, turizm ve konut gibi kullanımların hepsi kıyı ekolojisi üzerinde karmaşık etkilere sahip.
Turizmin ve marinaların yöneticilerinde halen uygulanan plansız, denetimsiz ve salt ekonomik kaygılara dayalı değişkenler ve çevre biçimini değiştirme yolunda atılan adımlar büyük ekolojik tahribatla sonuçlanıyor. Fiziksel, biyolojik ve sosyal çevre genel olarak değerlendirilmeli ve ekolojik inceleme ile doğal çevre üzerinde yaratılabilecek olumsuz etkilerin en aza indirilmesinin yolları araştırılmalıdır.
Tüm denizleri 2-3 kez dolaşmış Jacques Cousteau Günlüğüne “Akdeniz: Bir beşik mi, tabut mu? Yalnızca 30 yıl içinde deniz tabanı çöle dönmüş, çorak bir gezegenin yüzeyi kadar çıplak. Su ısınmış, eldivenlerimize rağmen ellerimiz, maskemize rağmen gözlerimiz yanıyor. Suda hiçbir canlının uzun süre yaşayamayacağı bir ölüm bölgesine girdik“ diye not düşüyor.
Bu sözlerin üzerinden 25 yıl geçti umuyorum ki tüm doğa savunucuları bunca canlı yaşamını içerisinde kendi sonunu da görerek savunarak özgürleştirir.
YAZAR: AHMET CANER ALTAY
KAYNAK: son48saat.com
https://www.researchgate.net/publication/325569471_Kiyi_Ekolojisi_ve_Marinalar