Sevgilinizi Mutlu Etmenin Bedeli

0

Sevgililer gününde, öğretmenler gününde ya da anneler gününde, nişan ve düğün törenlerinde hasta ziyaretlerinde yaygın verilen hediye olan kesme çiçek endüstrisinin bir de karanlık yüzü var. Sweetshop (Terhane) adı verilen kötü çalışma koşullarına sahip işyeri biçiminin tipik şekillerinden olan sektör, emek yoğun bir yapıya sahip. Emek sömürüsü, aşırı ve ucuz çalışma, izin kullanamama, zorbalık, cinsel istismar sektörün karanlık yüzü.  Kimyasallara maruz kalarak sağlığını kaybetmek de cabası. Sektör lideri Hollanda vb. ülkelerdeki çok uluslu şirketler sektöre hâkim. Birebir olmasa da benzer olumsuz koşullar bizde de mevcut.

14 Şubatla beraber her yer aşk kokar tabi tüketim patlaması da söz konusudur. Sevgilimize hediye vererek onu mutlu etmek en önemli şeydir. Hediye yelpazesi geniş elbette bir kazak ya da bir bluzdan tutun da bir parfüm, elmas taşlı altın yüzük ya da altın, gümüş bir kolyeye kadar uzanıyor. Ama en yaygını ve alt sınıflardan üst sınıflara dek herkesin ortak hediyesi kesme çiçek sadece sevgililer gününde değil ilk buluşmalarda da üzücü tartışma sonrası gönül almada da erkeklerin sevgililerine verdiği ilk şey çiçektir. Ama tüm bu hediyelerin, hediye ambalajlarının bir de görünmeyen karanlık bir yüzü var kölelik, ölümcül savaşlar, emek sömürüsü, vb. birçok insan hakları ihlali yanında doğanın ölümcül istismarı da buna dâhil işte bu haber analizde biraz daraltmaya gidip hediye sektörünün bu saydıklarımızla ilişkisine değineceğiz.

ÇİÇEK GİBİ SEVGİ: KESME ÇİÇEKÇİLİK DÜNYANIN HIZLI BÜYÜYEN PAZARLARINDAN (1)

Sevgililer günü nedeniyle en sık verilen ve aşkın sembolü kabul edilen kırmızı gül fiyatları beklendiği gibi yüksek seyrediyor. Mesela Edirne’de 14 Şubat Sevgiler Günü öncesi kırmızı gül satış fiyatında artış yaşandı. Çiçekçi Elif Sabırman, “Sevgililer Günü’nde gül daha çok tercih ediliyor. Gülün malum sebeplerden dolayı fiyatlarının yüksek olması insanların alım gücünü etkiliyor. O yüzden mevsim buketine yöneliyor insanlar. Minimum bir gül buketi 400-500 liradan başlar” dedi.

14 Şubat Sevgililer Günü yaklaşırken Adana’da yetiştirilen güller dalında 30 liradan satılıyor ancak Hollanda’dan ithal edilen güller nedeniyle fiyatlar düşük seyrediyor. Çiçekçilerde ise gülün tane fiyatı 100-150 lira arasında değişiyor. Adana’dan yurdun dört bir yanına gönderilen güller, dalında ise 30 liradan alıcı buluyor. Gül buketlerinin fiyatları ise 700 TL ile 6 bin TL arasında seyrediyor. Hâsılı şikâyet her konuda olduğu gibi pahalılık ve üreticiden tüketiciye gelirken fiyatın yükselmesi.

Kesme çiçekler; kesilerek toplanan ve buket, sepet, çelenk yapımında kullanılan çiçekler Kesme çiçekler, dünyada en çok satılan ve ticareti en fazla yapılan süs bitkileri konumunda. Dünya süs bitkileri ticaretinin yarısı kesme çiçeklere aittir. Süs bitkileri genel bir kavram olup, kesme çiçekler ve kesme yeşillikler, saksılı bitkiler (çiçekli ve saksılı bitkiler) ile peyzaj için kullanılan diğer bitkileri kapsamakta olup süs bitkileri sektörü genel olarak kesme çiçekler, iç mekân süs bitkileri, dış mekân süs bitkileri ile doğal çiçek soğanları (geofitler) olmak üzere 4 farklı faaliyet alanına ayrılmış durumda.

Latin Amerika ve Sahra Altı Afrika’nın Pazar Payı var

Dünyada 20 yy başlarında önde gelen sektör üreticisi ülkeler olan ABD, Japonya, İtalya, Hollanda gibi geleneksel üretim yerlerinin yanında, Latin Amerika ve Afrika’da da kesme çiçek üretimi önem kazanmaya başladı. Son yıllarda kesme çiçek üretiminde ekolojik koşullar ve ucuz işgücü gibi avantajlara sahip olan Kolombiya, Ekvador ve Kenya gibi ülkeler dünyanın en önemli kesme çiçek üreticisi ve ihracatçısı ülkeleri konumuna gelmiş durumda. Afrika’da (özellikle Kenya) üretilen çiçeklerin %90’ının Avrupa’da satıldığı tahmin ediliyor. Küresel kesme çiçek pazarının 2022 yılında 36,4 milyar ABD doları değerinde olması tahmin ediliyor. Tahmin döneminde %4,6’lık bir bileşik yıllık büyüme oranı kaydederek 2027 yılına kadar 45,5 milyar ABD dolarına ulaşması öngörülüyor. Pazarın lider ülkesi teknoloji ve üretim verimliliği nedeniyle %52 ile Hollanda,  onu Kolombiya (%15), Ekvador (%9), Kenya (%7), Belçika (%3), Etiyopya (%2), Malezya, İtalya, Almanya ve İsrail (%1) takip ediyor Türkiye, dünya kesme çiçek üretiminde 0.3 ‘lük oranla dünyada 20’cı sırada yer alıyor.

Güller, karanfiller ve krizantemler en popüler çiçekler. Kesme çiçek ihracatında soğuk zincir teknolojisi hâkim. Soğuk taşıma depolarında çiçekler uykuda kalarak tazeliğini koruyor. Zaman kritik önemde Seyahat için harcanan her ekstra gün için çiçekler değerlerinin %15’ini kaybeder. Üreticiler bir çiçeğin vazo ömrünün (çiçeklerin müşteriye ulaştıktan sonra taze kaldığı süre) genellikle 12-15 gün olduğunu söylüyor.

İklim Koşulları Tropik Ülkeleri Başlıca Üreticiler Yaptı

Petrol krizi sonrası Avrupa üretim maliyetlerinde ısıtma giderinin yükselmesi nedeniyle tropik iklim koşullarına sahip ülkelere kaydı. Bu yeni üreticilerin üç ortak noktası vardı: birçok çiçeğin faydalandığı serin gecelere sahip yüksek rakımlı alanlar, maksimum güneş ışığı saatleri için ekvatora yakınlık ve daha ucuz işgücü. Bu değişiklik aynı zamanda mevsimsel üretimin sonu ve yılın 365 günü uluslararası rekabetçi ticaretin başlangıcı anlamına geliyordu.

Kenya, gül kaynağı olarak özellikle önemlidir – ülke, Union Fleurs’a göre AB’de satılan tüm güllerin üçte birini tedarik ediyor. Kesme çiçekler artık Kenya’nın çaydan sonraki en büyük ikinci ihracatı olup, ülkenin GSYH’sinin yaklaşık %1’ine katkıda bulunuyor. Ayrıca, 100.000’den fazla kişinin doğrudan çiçek endüstrisinde ve tahmini iki milyon kişinin dolaylı olarak çalıştığı ülkenin en büyük istihdam kaynaklarından birisi.

Kırmızı Gülün Adında Sömürü ve İstismar Var

Kesme çiçek endüstrisi emek yoğun bir sektör ve çalışanların büyük kısmı da Kadınlar. Ancak sektör enformel denilen yasadışı kapitalizmin de radarında.  İnterpol’e göre çiçekçilik sektöründe birçok suçla para kazanılıyor. Uyuşturucu kaçakçılığı başta geliyor dünyanın çiçek Mezat’ının kalbinin attığı Hollanda limanlarında çiçek konteynerleri içinde uyuşturucular yakalanıyor çoğu kez. İlaç kaçakçılığı da bu sektörü kullanıyor. Sistematik dolandırıcılık, kara para aklama, sahtecilik, silah, sigara, havai fişek kaçakçılığı gibi birçok suç bu sektör üzerinden işleniyor.

Ancak sektörün karanlık yüzü suç şebekelerinin çiçek konteynerleri ile çeşitli kaçakçılıklar yapması değil. Bu sektördeki yoğun insan ve doğa sömürüsü iki ülkeyi örnek seçtik. Birincisi Kenya.

Kenya’nın ideal tropikal iklim koşulları çiçek yetiştirmek için elverişlidir. Ülke, hem iç hem de ihracat pazarları için bahçe bitkileri yetiştirme konusunda uzun bir geçmişe sahip ve bu da ülke ekonomisine önemli ölçüde katkıda bulunmakta. Kenya’da yetiştirilen çiçeklerin %95’i uluslararası pazarlara gidiyor ve AB ile Birleşik Krallık başlıca ihracat pazarlarıdır.

Çiçek sektörü, çoğunluğu kadın olmak üzere yaklaşık 150.000 kişiye doğrudan istihdam olanağı sağlamakta. Sektör dolaylı olarak da iki milyonun üzerinde geçim kaynağını desteklemekte.

Ancak, İşçi Hakları İzleme Örgütü’nün çiçek kesme sektöründe yaptığı çalışmalarda, sektörde sömürülen işçi vakaları tespit edildi. İnsanların tehdit, misilleme, gözdağı ve işlerini kaybetme korkusu altında çalışmaya zorlanmaları olağan bir durum haline gelmiş durumda.

İşçilere çok yüksek hedefler verilmekte ve 12 veya 14 saatten fazla vardiyalarda çalışmalarına rağmen bu hedeflere ulaşamamaktadırlar. Bu hedefleri tutturamayan kadın işçiler, ertesi gün ücret almadan hedefi tamamlamaya ya da işlerini kaybetmemek için amirlerine rüşvet vermeye veya cinsel fanteziler teklif etmeye zorlanmaktadır. İşçiler, işlerinin sağladığı gelire bağımlı oldukları için bu talepleri reddetme şansına sahip değiller. Çalışma koşulları içler acısı ve işyerinde cinsiyete dayalı ihtiyaçları göz ardı etmekte. Örneğin, emzirmek için zaman tanınmıyor. Çiftliklerden uzakta yaşamalarına rağmen kadınlara ulaşım imkânı sağlanmıyor. Bazıları hiç gitmemeyi tercih ediyor ya da çocuklarını tehlikeli gündüz ve gece bakım merkezlerine bırakmak zorunda kalıyor.

Bunun yanın da işçilerin zararlı kimyasallara maruz kalması nedeniyle başta solunum yolları hastalıkları olmak üzere birçok hastalığa yol açıyor. Quito’daki San Francisco Üniversitesi’nin sektördeki çalışma koşulları üzerine yaptığı bir ankette, işçilerin %62’si pestisitlere maruz kalma nedeniyle ciddi tıbbi rahatsızlıklar geçirdiğini bildirdi. Uluslararası Çalışma Örgütü’nün 1999’da yaptığı bir araştırma, gül işçilerinin %70’inin hasat zamanında baş ağrısı yaşadığını; yarısından fazlasının bulanık görme, üçte birinin karın ağrısı ve dörtte birinin kas titremeleri veya seğirmeleri yaşadığını buldu. Kadınlar arasında düşük yapma oranı tam da bu nedenle hayli yüksek ve kadınların aşırı uzun çalışma şartları nedeniyle çocuklarında zayıflık görülüyor.

Nemli ve Sıcak İklim Değil Aşırı Çalışma

Dünyanın bir numarası olan Hollanda güllerinin büyük bir kısmı Ekvador ’da yetiştiriliyor, taşınıyor ve ardından maliyetleri düşük tutmak için uluslararası olarak dağıtılıyor. Ucuz arazi ve iş gücü, son 50 yıldır Ekvador güllerine olan talebi artırdı. 1970’lerdeki Ekvador petrol patlamasından, 1980’lerde Kolombiya’nın uyuşturucu kaynaklı ekonomik düşüşüne -ki bu durum kesme çiçek endüstrisinin büyük bir kısmını Ekvador’a kaydırdı- ve yabancı bankalara olan uluslararası borçlar nedeniyle yaygın ekonomik çöküşe kadar, ülkenin ihracat sisteminin radikal bir şekilde yeniden yapılandırılması gül endüstrisinin gelişmesi için mükemmel bir ortam yarattı.

Ayrıca çocuk işçiliğinin yüksek olduğu bir sektör. 2002’de, Ekvador’un Katolik Üniversitesi, gül üretiminde işgücünün beşte birinden fazlasını oluşturan küçüklerin ortalamanın %22 üzerinde nörolojik hasar belirtileri gösterdiğini bildirdi. 2003’te, yerel bir Kızılhaç doktoru, Mother Jones dergisine bölgedeki çocukların yaşadığı yaygın zihinsel ve gelişimsel engellerden bahsetti ve aynı yıl New York Times, aşırı fiziksel sıkıntı belirtileri gösteren kadınlarla röportaj yaptı

Kökleri sömürgecilik dönemine dayanan çalışma sistemi Hacienda ve onun halefi olan 17. ve 18. yüzyılların huasipungo sistemi,  yani Ekvador yaylalarındaki yerli halkların, hapis veya ölüm tehdidi altında plantasyon işçiliğiyle ömür boyu ödenen bir borca ​​(ya da daha doğrusu mirasa, çünkü çocuklar borcu miras aldılar) sahip olarak doğdukları zaman, tarıma dayalı egemenlik ağlarının temelini attı. Bu miras günümüzde de devam ediyor.

Gazetecilerle konuşan işçilerin anlatımına göre çalışma gününe sabah 4’te başlıyor. Çalışma saatlerinin uzun ve tahmin edilemez olduğu belirtiliyor. İşçi kadınlar, çiçekleri demet halinde toplamada günlük hedefini tutturmak için sürekli baskı altında ve yeterince hızlı çalışmadığı için amirinin ona bağırması sıradan. Rüzgârı, soğuğu veya açlığı hiç umursamamak zorundalar. İşçiler “Bizi dövdüler ve bize daha fazla görev verdiler.” Diyerek zorbalığa maruz kaldıklarını belirtmiş oluyor.

Seksüel İstismar da çalışma koşulları arasında bulunuyor. 2005 yılında yapılan bir akademik çalışma cinsel istismarın işin bir parçası olabildiğini gözler önüne seriyor.

“Çiçek sektöründe yetiştiricilik faaliyetleri tek başına yapılır. Seranın her bölümünde genellikle sadece bir veya iki kişi çalışmaktadır. Bu durum, çalışanları iş arkadaşları ve üstleri tarafından cinsel taciz ve istismar için kolay bir hedef haline getirmektedir. Cinsel taciz, işe almada, iş vardiyalarında, verilen görevlerde vb. ayrımcılığın olduğu bir sektörde bir kontrol mekanizmasıdır. Çiçek çalışanlarının %55’inden fazlası bir tür cinsel tacize maruz kalmıştır. Bu oran 20-24 yaş grubunda daha yüksektir (%71). Çiçek çalışanlarının %18,81’i bir iş arkadaşı veya amiriyle seks yapmaya zorlanmış ve %10’u cinsel saldırıya uğramıştır.”[1]

Tüm bu anlatılanların sadece Kenya ya da Ekvadora özgü olduğunu sanıyorsanız fena halde yanılırsınız. Evrensel Gazetesinde çıkan bir haber bizde de sömürünün sektörün sıradan bir parçası olduğunu gösterir cinsten.

“İzmir’in Dikili ilçesine bağlı Çandarlı’da 2012 yılından beri faaliyet gösteren ve çiçek üretimi yapan Queen Seracılık’ta çalışan çoğunluğu kadın olan işçiler, fazla mesaiye kaldıklarını, ek mesai ücretlerinin doğru şekilde ödenmediğini, bayram ve tatil günlerinde dahi zamlı ücret alamadıklarını ifade etti. İşçiler, ayrıca çalışma ortamındaki kimyasal maddeler nedeniyle sağlıklarının bozulduğunu, bel ve boyun fıtığı gibi ciddi hastalıklarla mücadele ettiklerini belirtti. Emekçiler, bu sağlık sorunlarına rağmen işyerlerinin onları daha sağlıklı bir ortamda çalışabilmeleri için uygun şekilde değiştirmediğini vurguladı.”[2]

Buraya kadar İnsani maliyeti anlattık bundan sonrasında çevresel hasar raporuyla devam ediyoruz


[1] Norma Mena and Silvia Proaño, Sexual Harassment In The Workplace: The Cut Flower Industry, Case Study

Northern Sierra of Ecuador- International Labor Rights Fund -2005                                                                              https://www.academia.edu/8709632/Sexual_Harassment_in_the_Workplace_The_Cut_Flower_Industry_Ecuador

[2] https://www.evrensel.net/haber/535124/queen-seracilikta-calisan-kadin-isciler-kosullarini-anlatti-kadin-emegi-yok-sayiliyor

Share.

About Author

Leave A Reply