‘Yetmez ama evet’ hiçbir zaman demedik şimdi de demeyeceğiz. Boykot edeceksek bu kadarı yetmez! İktidarın rant ortaklarının en başındakileri boykot etmeden bu boykot yetmez! Beşli çete, onlu çete daha fazlası, iktidarı ayakta tutan halkanın en büyükleri protesto edilmeden bu boykot yetmez! Ve şimdi diktasını ayakta tutmak uğruna yeryüzüne savaş açmış bu iktidar ve rant ortaklarını da boykot etmeden bu boykot yetmez!

Milyonlarca insanın ‘Artık Yeter’ dediği noktada korku barikatları cesaretle yıkıldı. İktidarın yıllardır itinayla büyüttüğü korku imparatorluğu hedefine ulaşamadı. Mücadelenin bitmediği yerde baskının artacağı, baskının arttığı yerde de mücadelenin daha da büyüyeceğini iktidar da biliyor artık.
Yıllardır sokağa çıkılmasının, tüketimin durdurulmasının ve kapitalist sistemi var eden sistem destekçisi iktidar ve etrafındaki yandaş şirketlerin boykot edilmesinin tek çare olduğunu söylememize rağmen, desteğini ancak şimdi veren muhalefet, halkın iradesinin bir araya gelindiğinde, tüm siyasi iradelerin de üzerinde olduğunu anlamış oldu.
‘Yetmez ama evet’ hiçbir zaman demedik şimdi de demeyeceğiz. Boykot edeceksek bu kadarı yetmez! İktidarın rant ortaklarının en başındakileri boykot etmeden bu boykot yetmez! Beşli çete, onlu çete daha fazlası, iktidarı ayakta tutan halkanın en büyükleri protesto edilmeden bu boykot yetmez!
Ekoloji hareketi; milyonlarca kesilen ağacın, katledilen ormanların, paramparça edilen dağların, ovaların, toprağın, yerinden yurdundan edilen tüm canlıların, yok edilen, kirletilen derelerin, nehirlerin, suların ve elimizden alınan temiz hava hakkının her biri için hak mücadelesini büyütmek sesini yükseltmek zorunda! Ve şimdi diktasını ayakta tutmak uğruna yeryüzüne savaş açmış bu iktidar ve rant ortaklarını da boykot etmeden bu boykot yetmez!
Akbeleni dümdüz etmek, kömür çıkartmak için taş üstünde taş bırakmayanlar, iktidar yandaşlığına güvenerek, devletin koruması altında Akbelen Ormanı’nı katlettiler. Ne için? Artık ömrünü doldurmuş Yeniköy Termik Santrali için. Kim bu Yeniköy Termik Santralinin sahipleri peki; Limak ve İçtaş, çeteleşmiş bir iktidar ortaklığının iki temel ayağı!

Yıkıma Uğrattıkları Ekosistemler İçin Ödüllendiriliyorlar
Artvin’den, Kazdağları’na, İkizdere’den, Eskişehir’e yurdun dört bir yanında hakkında açılan yüzlerce davaya rağmen, hukuksuzca, yasal mevzuatlara aykırı projeleri ile kamu yararına aykırı madencilik yapmasına göz yumulan Cengiz Holding, yıkıp geçtiği tüm ekosistemler için iktidardan teşvikler alıyor, vergi indirimleri ile ödüllendiriliyor!
Erzincan İliç’te Anagold’un ortaklarından Çalık grubu madenin %20sine sahip. İktidar, siyanür sızıntılarını örtbas ettiğinde, vergi borçlarını sildiğinde, kar hırsından milyonlarca ton pasa dağlarının getireceği tehditi görmezden geldiğinde, 9 madencimizin feci şekilde can vermesi ile sonuçlanan kazanın olacağını en başından söyledik ama rant ortaklığı, doğanın, insanın, tüm değerlerin üzerindeydi dinletemedik. Bu rant ortaklığındaki isim Çalık Grubu iktidar dönemindeki en hızlı yükselen gruplardan biri. Öyleki Forbes’ın en zengin 100 Türk listesine bile girdi. İktidar sahibinin damadının da içinde olduğu bu yapı Sabah-Atv ve Turkuvaz Medya’nın da ilk sahibi aynı zamanda.
Kalyon, Kolin, Makyol ilk halkada yer alan diğer şirketler. Aldıkları kamu ihaleleriyle, yap-işlet-devret modeli ile havalimanlarından, otoyollara, elektrik dağıtımından, hızlı tren ihalelerine, tüneller, limanlar, köprüler, metrolar, otoyollar, barajlar, hesler, resler, madenler, termik santraller ile hızla zenginleşen bu şirketler sadece kendi zenginliklerini değil iktidarla kurdukları rant işbirliğinde iktidarı da zengin ettiler! Bu kurulan illegal ortaklıklarla koskoca bir aile oldular ve bu ailenin ayakta kalması için her adaletsizliği, her menfaati, haksız kazancı, organize suç ortaklığını gizlediler, üstünü kapadılar!
İktidarı, devleti halk için, kamu yararına yönetime getirilme yeri olarak değil, yandaşları ile sermaye ortaklığı kurdukları bir şirket olarak gördüler ve öyle yönettiler.
Şimdi bu kurdukları, illegal yapıya dönüştürdükleri, yeni cumhuriyetin karşısında dikilen ve hesap sormak isteyen her kişiye, her yapıya ve en çok ezdikleri sokaktaki milyonlara karşı savaş açanların arkasında onları var edenlerin kim olduklarını bilmek, bunları ifşa etmek ve tüketimden gelen gücümüzü kullanma zamanı.
Sadeleştiğimiz Yerden Geleceğe Uzanacağız
Adil ve sürdürülebilir olanı desteklemiyor bu sistem. Gücünü yaşama ve yeryüzüne saldırıdan alıyor bu sistem. Derin yoksulluğa, siyasi, etnik, dini ayrıştırmalara mahkûm ediyor bu sistem. Sadece kendi özgürleşmemiz için değil yeryüzünün özgürleşmesi için de bu sistemin dışında kalmak tercihimizi kullanalım. Sadeleştiğimiz yerden görkemli bir geleceğe ulaşacağız ancak.
Milyonların hak, adalet ve özgürlük arayışını yok sayanların, önünü görmez kibrine mecbur değiliz. Hukuku ellerinde sallayabilecekleri bir sopa zanneden bu anlayışın baskı ve zulmüne direnç gösterdiğimizde, temel hak ve özgürlüklerimizi bu faşizme teslim etmemiş olacağız.
Tercihlerimizin belirlediği bu sistemde var oluşumuzu değiştirme zamanı, yönetilme şeklimizi protesto etme hakkımızı kullandığımız yerden, yaşam biçimimizi yeniden kurma yolunda adımlar attığımız yere vardığımızda değişecek tüm sistem.
Yeme içmeden, eğlence, medya, turizm sektörüne kadar pek çok alanda da faaliyet yürüten bu yandaş ekonomisinin destekleyicisi olma. Bu boykot yetmez, çetelerin çarkına çomak sokma zamanı şimdi.

İsyanın Sivil İtaatsizliğidir Bu Çağrı
Haksızlıklara işletilmeyen bir hukuk karşısında, adalet duygusuyla hareket eden vicdanlar için bu çağrı. Yeryüzünün ve toplumsal özgürleşmenin önünde duranların kaybedeceği bu totaliter anlayış ve onun rant ortağı destekçilerinin karşısında duranlara bu çağrı.
Birbirinden bağımsız, ideolojik olarak bir arada durmayanların, düşünsel bir ortaklığı olmayabilir ama isyanları ortak. Bu ortak isyanın sivil itaatsizliğidir bu çağrı.