Türkiye’nin Yeni Direniş Haritasında Çorum ve Yozgat Sürprizi

0

Başta büyükşehirler olmak üzere valilikler eliyle verilen toplanma yasakları, polisin orantısız şiddeti ve süresi belirsiz gözaltılar ile yıldırma çabalarına rağmen 9 gün boyunca eylemler tüm yurtta sürdü, öğrenciler başta olmak üzere Türkiye’nin emekçi halkı, tek adam rejiminin 19 Mart’ta gerçekleştirmek istediği darbeyi, siyasal islamın ülkeye giydirmek istediği dar gömleği kabul etmedi. En büyük sürpriz ise AKP’nin kalesi kabul edilen Çorum, Yozgat gibi Orta Anadolu kentleri ile Doğu Anadolyu’nun en muhfazakar ve milliyetçi şehri kabul edilen Erzurum Oldu.

19 Mart günü Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınması kararının ardından Ankara, İstanbul ve İzmir’de başlayan protestolar tüm yurdu sardı.

İstanbul Üniversitesi Beyazıt Kampüsü öğrencilerinin polis barikatlarını aşarak başlattığı yürüyüşü, ilk akşam ODTÜ öğrencilerinin Eskişehir Yolunu kapatarak yürümesi izledi, ardından 81 ilin 73’ünde ve Kuzey Kıbrıs’ta halk sokağa çıktı, demokrasiye ve geleceğine sahip çıktı.

Başta büyükşehirler olmak üzere valilikler eliyle verilen toplanma yasakları, polisin orantısız şiddeti ve süresi belirsiz gözaltılar ile yıldırma çabalarına rağmen 9 gün boyunca eylemler tüm yurtta sürdü, öğrenciler başta olmak üzere Türkiye’nin emekçi halkı, tek adam rejiminin 19 Mart’ta gerçekleştirmek istediği darbeyi, siyasal islamın ülkeye giydirmek istediği dar gömleği kabul etmedi. “Hükümet İstifa” sloganları, Edirne’den Kars’a dört bir yana yayıldı.

Birgün Gazetesinden İlayda Sorku’nun haberine göre eylemler, AKP’nin ülkenin her yerinde yaşadığı meşruiyet kaybının kanıtına dönüştü. Muhafazakârlığın kalesi diye kendilerini avuttukları İç Anadolu ve Karadeniz’de şehir merkezlerinde, tarlalarda yüzler, binler, tek adam rejimine karşı omuz omuza yürüdü. On yıllardır nice devrimciyi yetiştiren bereketli topraklar, bahar yağmurlarıyla yeniden yeşerdi, bir toplumsal uyanış dalgası her kampüste, her sokakta yeniden boy verdi.

***

İstanbul

İstanbul’da, 18 Mart’ta diploması iptal edilen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun 19 Mart 2025’te gözaltına alınmasıyla başlayan operasyon dalgası, mega kentin dört bir tarafını direniş alanına çevirdi.

Başta gençler olmak üzere milyonlarca yurttaş sokaklara, kampüslere akın etmeye başladı. Yapılan tüm eylemler, İstanbul’un son yıllarda gördüğü en kitlesel ve çok sesli sokak hareketlerinden biri olarak tarihe geçti. İstanbul’da başlayan direnişin ana hatları şöyle oldu:

Beyazıt’ın Barikatı Açması

İmamoğlu’nun gözaltına alındığı gün ilk tepki üniversite öğrencilerinden geldi. Binlerce öğrenci Beyazıt’ta, İstanbul Üniversitesi’nde bir araya gelerek önlerine koyulan ilk barikatı aştı.

Polisin engellemelerine rağmen binlerce öğrenci Beyazıt Meydanı’nda basın açıklamasını gerçekleştirdi.

Gençliğin bu direngen tavrı kısa sürede her yeri etkiledi. Başta CHP’nin çağrısıyla toplanılan Saraçhane Meydanı olmak üzere, kampüsler, mahalleler, yerellerdeki eylemselliklerin tamamına Beyazıt’ta aşılan o ilk barikat öncülük etti.

Saraçhane

Gözaltı operasyonlarının ardından gündüz İstanbul Üniversitesi’nde barikatın aşılmasıyla, akşamına on binlerce kişi CHP’nin Saraçhane çağrısıyla bir araya geldi.

İlk günde Saray rejimine karşı oluşan bu birliktelik görüntüsü kısa sürede kentin dört bir tarafına yayıldı.

Saraçhane’de konuşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel; SOL Parti, TİP, EMEP gibi siyasi partilerle sendikalar ve sivil toplum örgütlerine selam vererek alanın sahibinin olmadığını, CHP’yi de içine katarak herkesin alanın bir bileşeni olduğunu belirtti. Muhalefeti de sokağa çıkmaya mecbur bırakan halkın içerisinde ilk günden itibaren birleşik mücadele görüntüsü de oluşmaya başladı.

■ Gece boyunca insanlar alanı terk etmedi. “Demokrasi nöbeti” başladı.

■ 20–22 Mart tarihlerinde Saraçhane bir direniş üssünü andırdı. Her akşam saat 20.30’da kitleler Saraçhane’de bir araya gelmeye başladı.

■ Gençlik ve öğrenci toplulukları öne çıkarken, kadın hareketleri ve sanatçılar da etkin rol oynadı.

■ Saraçhane’de bazı gruplar çadır kurmak istese de polis buna izin vermedi. Alan çevresine bariyerler yerleştirildi.

■ Saraçhane’den Taksim’e yürüme girişimleri Bozdoğan Kemeri’nin önüne koyulan polis ablukasıyla engellendi. Çıkan olaylarda biber gazı ve plastik mermi kullanıldı. 23 Mart’taki olaylarda 106 kişi gözaltına alındı.

■Sert müdahalelere rağmen 24 Mart’ta meydan yine doldu. Ancak alanda artan polis baskısı nedeniyle gece eylemleri daha kontrollü geçti.

■ Bu zaman diliminde neredeyse her gün kemerin önü savaş alanına çevrildi. Saraçhane kitlesinin dağılmasıyla polis, gece alanda kalan ve sayısı görece daha az olan gruplara sert müdahalelerde bulundu. Çok sayıda kişi polisin işkence yaptığını söylerken; aralarında gazetecilerin, avukatların, öğrencilerin de olduğu çok sayıda kişi darp raporu aldı.

■ 25 Mart’ta CHP Genel Başkanı Özgür Özel, altı gün süren “Saraçhane Nöbeti”nin sona erdiğini duyurdu. “Demokratik tepkimizi ortaya koyduk, mücadelemiz sandıkta sürecek” söylemi tepki çekerken, Özel “Direnişi yaşam alanlarının tamamına yayacağız” açıklaması yaptı.

Üniversiteler Ayakta

İstanbul Üniversitesi öğrencileriyle başlayan eylemler kısa sürede tüm üniversitelere yayıldı. Ankara’daki ODTÜ öğrencilerinin boykot önerisi İstanbul’da da kabul edildi. 24 Mart’ta her yerde “Akademik boykot” başlatıldı.

■ 20–21 Mart tarihlerinde Beyazıt Meydanı’nda yüzlerce öğrenci “İrademize dokunma”, “Kayyumlara geçit yok” sloganlarıyla yürüyüş gerçekleştirdi. Polis ablukası eşliğinde yapılan gösterilerde bazı öğrenciler gözaltına alındı.

■ İTÜ Ayazağa Kampüsü’nde 21–23 Mart arasında kampüs içinde yürüyüş yapan öğrenciler, daha sonra Maslak Metro’ya kadar insan zinciri oluşturdu. “İstanbul bizimdir, teslim etmeyiz” dövizleri taşındı.

■ MSGSÜ öğrencileri 22 Mart’ta Fındıklı’dan Tophane’ye kadar yürüdü. Öğrenciler “Sanat susturulamaz” ve “Adalet istiyoruz” sloganları attı.

■ Boğaziçi Üniversitesi 23 Mart’ta Kuzey Kampüs’te yapılan protestolarda “Kayyumlar gidecek, biz kalacağız” sloganı öne çıktı. Eyleme akademisyenler de cüppeleriyle katıldı. Güney çıkışta polisle kısa süreli bir gerginlik yaşandı.

■ Galatasaray Üniversitesi öğrencileri 24 Mart’ta Beşiktaş sahilinde yürüyüş ve Dolmabahçe’de oturma eylemi düzenleyerek “Halkın iradesi rehin alınamaz” mesajı verdi.

■ Yıldız Teknik Üniversitesi 25 Mart’ta Davutpaşa Kampüsü’nde öğrenciler kampüs içinde yürüyüş yaptı. Gözaltına alınan arkadaşlarına destek amacıyla yapılan çağrılarla birlikte eylem sona erdi.

■ Özyeğin Üniversitesi’nde aynı gün Asya Yakası’ndaki kampüste insan zinciri oluşturuldu. Vakıf üniversitelerindeki öğrenciler de “Seçilmiş yönetime müdahaleye sessiz kalmayacağız” çağrısıyla destek verdi.

Mahalleler Ayakta

Çok kısa sürede direniş İstanbul’un tüm bölgelerine yayıldı. Esenyurt’tan Kartal’a, Gazi Mahallesi’nden Eyüp’e, Avcılar’a kadar kentin dört bir yanında binlerce yurttaş hemen her gün sokaklarda yürüyüşler düzenledi. Kitlesel geçen yürüyüşlerde halk sık sık “AKP mezara, halk iktidara” ve “Hükümet istifa” sloganları attı.

Yerellere yayılan direnişlerde en dikkat çekenler Kadıköy ve Şişli oldu. Her gün saat 20.00’de buluşan binlerce kişi Kadıköy İskelesi ve Bahariye Caddesi boyunca “Hükümet istifa”, “Hep birlikte yeneceğiz” pankartlarıyla yürüyüş yaptı.

Mahalle Direnişi

Bir diğer dikkat çeken yer ise Şişli oldu. Belediyeye atanan kayyumla beraber halkın öfkesi de arttı. Her akşam saat 20.00’de Kurtuluş’tan Bomonti’ye kadar yürüyüşler düzenlendi.

Kayyumun hemen ardından Beşiktaş Maçka Parkı’nda bir araya gelen on binlerce öğrenci, kayyuma karşı Şişli Belediyesi’ne yürüme kararı aldı. Kitlenin ucu bucağı görünmezken gençlerin bu yürüyüşü ülke tarihine geçti. Kayyuma karşı gece boyu ses çıkartan öğrenciler “Tayyip istifa” sloganları attı.

Gözaltılar Ve Müdahaleler

Eylemler sırasında Saraçhane, Beşiktaş, Şişli ve metro çevrelerinde polisin biber gazı ve TOMA ile yaptığı müdahaleler dikkat çekti. Özellikle Taksim, Kadıköy, Fatih, Şişli gibi merkezlerde polis biber gazı, plastik mermi ve TOMA kullandı. 1000’in üzerinde kişi gözaltına alındı; 263 kişi tutuklandı. Gözaltına alınanlar arasında gazeteciler, sendika üyeleri ve öğrenciler yer aldı.

Valilik kararıyla özellikle Taksim’e giden metro istasyonları ve yollar kapatıldı. Toplu taşıma araçları da durduruldu.

Valilik, kentte önce 19–23 Mart arasında yapılacak her türlü etkinlik ve eylemi yasakladı. Bu tarih daha sonra 27 Mart’a kadar uzatıldı. Ancak halk bu yasağı tanımadı.

İzmir

İzmir’de 19 Mart’tan bu yana gerçekleşen eylemler ve direnişler, farklı mahallelerde, üniversitelerde ve meydanlarda yoğun bir katılımla devam etti. Her bölgedeki hareketlilik ayrı bir dinamik taşıdı ve direniş haritası geniş bir yelpazeye yayıldı.

Alsancak

Konak ilçesine bağlı Alsancak’ta eylemler genellikle Gündoğdu Meydanı, Kıbrıs Şehitleri Caddesi ve Cumhuriyet Meydanı çevresinde gerçekleşti. İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla bir araya gelen İzmirliler, Gündoğdu Meydanı’nda toplanarak yürüyüşler gerçekleştirdi. DİSK, KESK ve diğer sendikalar farklı noktalardan yürüyüşe geçerek meydanda buluştu. Üniversite öğrencileri de Alsancak’ta toplanıp yürüyüşlere dâhil oldu. Eylemler boyunca “Hükümet istifa”, “Faşizme karşı omuz omuza” sloganları sıkça atıldı. Eylemlere CHP, SOL Parti, EMEP, TİP, TKP gibi siyasi partiler de destek verdi. Eylemlerin son günlerinde Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nden Lozan Kapısı’na yürümek isteyen bir kitleye polis sert müdahalede bulundu. Birçok yurttaş gözaltına alındı. Öte yandan yine Konak’a bağlı Çankaya’da da Valilik önüne yürümek isteyen yurttaşlara polis müdahalede bulundu.

Bornova

Bornova’da eylemler özellikle Küçükpark, Büyükpark ve Bayraklı yönünde yoğunlaştı. Küçükpark’ta toplanan ve Büyükpark’a yürüyen kalabalık, “Diplomasız Erdoğan” ve “Sarayı boşalt biz geliyoruz” sloganları eşliğinde yürüyüş gerçekleştirdi. Eylemlere binlerce yurttaş katıldı. AKP İzmir İl Başkanlığı’na yürümek isteyen kitleye polis müdahale etti, biber gazı ve coplu saldırı sonucunda bazı öğrenciler yaralandı, pek çok öğrenci gözaltına alındı. Bornova Küçükpark Meydanı da öğrenci gruplarının buluşma noktası oldu. Üniversite öğrencileri, kentin en hareketli semtlerinden birinde sık sık açıklamalar yaparak dayanışma çağrısında bulundu. Öğrencilere semt sakinleri de yoğun destek verdi.

Buca

Buca’da eylemler genellikle Kasaplar Meydanı, Belediye Binası önü ve Dokuz Eylül Üniversitesi Tınaztepe Kampüsü çevresinde yoğunlaştı. Kasaplar Meydanı’nda toplanan yüzlerce kişi, ana caddenin bir yönünü trafiğe kapatarak yürüyüş gerçekleştirdi. Halktan yoğun alkış desteği alan yürüyüş Belediye binası önünde yapılan açıklamayla son buldu. Eğitim Sen ve diğer emek örgütleri, mücadelenin süreceğini vurguladı. Dokuz Eylül Üniversitesi Tınaztepe Kampüsü’nde de öğrenciler, polisin sert müdahalesine rağmen yürüyüş yaptı. Polis saldırısına rağmen öğrenciler bir araya gelerek gözaltına alınan arkadaşları için dayanışma mesajları verdi. Ayrıca üniversite öğrencilerinin çağrısıyla Hasanağa Bahçesi’nde de eylemler gerçekleştirildi.

Bayraklı

Bayraklı’da eylemler genellikle Manas Bulvarı, Bayraklı Adliye önü ve Deprem Anıtı çevresinde yoğunlaştı. Bornova’dan gelen gruplar, Bayraklı Deprem Anıtı önünde toplandı ve AKP İl Binası’na yürümek istedi. Ancak polis Manas Bulvarı’nda barikat kurarak yürüyüşü engellemeye çalıştı. Öğrenciler polis ablukasına rağmen protestolarını günlerdir sürdürüyor. İzmir’de birçok kişi de burada gözaltına alındı.

Ege Üniversitesi

Ege Üniversitesi’nde öğrenciler, kampüs içerisinde eylemler düzenledi. Dersleri boykot eden öğrenciler, 1 No’lu yemekhane önünde buluşarak yürüyüş yaptı. Eğitim Sen üyesi akademisyenler de öğrencilere destek verdi. Üniversite içinde yapılan açıklamalarda, gençliğin demokratik haklarını sonuna kadar kullanacağı ve baskılara boyun eğmeyeceği vurgulandı.

Dokuz Eylül Üniversitesi

Dokuz Eylül Üniversitesi’nde eylemler özellikle Tınaztepe’de yoğunlaştı. Kampüs içinde pankartlarla yürüyüşler yapıldı. Eğitim Sen İzmir 3 No’lu Şube üyeleri, dersleri boykot eden öğrencilerle birlikte hareket ederek kampüs içinde büyük bir yürüyüş gerçekleştirdi. Yürüyüş sırasında sık sık “Bu daha başlangıç, mücadeleye devam” sloganları atıldı.

Vakıf Üniversiteleri

Öte yandan eylemler, vakıf ve özel üniversitelere de yayıldı. Akademik boykota destek veren Yaşar Üniversitesi ve İzmir Ekonomi Üniversitesi öğrencileri, kampüslerinde çeşitli eylemler düzenledi. İzmir Ekonomi Üniversitesi öğrencileri, Fahrettin Altay’a yürüyüş gerçekleştirdi. Boykotlarını sürdüren öğrenciler çeşitli forumlarla eylemlerine devam ediyor.

İzmir’deki eylemler, her mahallede farklı grupların katılımıyla büyüyerek devam etti. Üniversitelerden sendikalara, mahalle örgütlerinden bağımsız inisiyatiflere kadar geniş bir direniş hattı oluştu. Polis müdahalelerine ve engellemelere rağmen protestolar sürdü ve mücadele kararlılıkla devam etti.

Ankara

Ankara’da ODTÜ’lü öğrencilerin öncülük ettiği eylemler, 9 gün boyunca şehirdeki neredeyse tüm üniversitelerde, mahallelerde ve şehir merkezinde sürdü. Polisin sert müdahalelerine rağmen genci emeklisi el ele sokakları doldurarak, Türkiye’nin tek adamın hayallerine sığmadığın gösterdi.

ODTÜ, Bilkent, Hacettepe, Ankara, Gazi Üniversiteleri

İmamoğlu’nun tutuklandığı ilk gün, Beyazıt’ta barikatların aşılmasının ardından eylemlerin militanlaşmasında en büyük ilhamlardan biri ODTÜ öğrencilerinin duruşu oldu. İlk gün Ertuğrul Karakaya’nın adını yaşatmak için Karakaya kapısı olarak da anılan üniversitenin Eskişehir Yolu kapısından çıkan öğrenciler, otobanı trafiğe kapatarak Kızılay’a çıkmak istedi, saatlerce önlerine çıkan polis barikatı ile çatıştı. Bu ilk eylem, Ankara’daki diğer üniversitelerden öğrencilerle de dayanışmanın kapısını açtı. İlerleyen günlerde de üniversite öğrencileri, eylemlere kendi renklerini kattı. ODTÜ’de öğrenciler uzaktan kumandalı minyatür TOMA yaptı, öğrencileri fişlemek için okula sokulan polis dronu, lazer tutularak uzaklaştırıldı.

ODTÜ’ye en yakın üniversiteler olan Hacettepe ve Bilkent üniversitesi başta olmak üzere başkentteki tüm üniversitelerden öğrenciler, takip eden günlerde ODTÜ’lü öğrencilerle ortak eylemler düzenledi. Eylemlerin üçüncü gününde Hacettepe, Gazi, Ankara ve Bilkent Üniversitesi’nden öğrenciler, kapısına TOMA ve Çevik ekipleriyle polis barikatı konulan ODTÜ’deki arkadaşlarıyla dayanışmak için otobanı trafiğe kapattı. Ankara Üniversitesi öğrencileri, Tandoğan kampüsünde eylem yapmak istediği için polis tarafından kampüste esir alındı. Öğrencilerin mücadelesi sonucu eylem gerçekleştirilebildi. Hacettepe Üniversitesi öğrencilerinin boykotu, rektörlüğün yönlendirdiği Özel Güvenliklerin saldırılarına rağmen başarıyla gerçekleşti. Özel üniversite olması sebebiyle öğrencilerin burs ve ücret korkusuyla sindirilmeye çalışıldığı, siyasal alan bırakılmayan Bilkent üniversitesi öğrencileri tarihinde ilk kez boykot gerçekleştirdi, diğer üniversite öğrencileriyle ortak eylemler gerçekleştirdi. Gazi Üniversitesi öğrencileri, okulda yıllardır egemen olan faşist örgütlenmelerin tehdit ve saldırılarına rağmen eylemlerin parçası oldu. Bayram öncesi okulların açık olduğu son gün olan 28 Mart’ta, SOL Genç ve diğer öğrenci gençlik örgütlenmelerinin çağrısı ile Çankaya Seğmenler Park’ta Büyük Üniversite Buluşması gerçekleşti, düzenlenen foruma katılan öğrenciler “Söz Bizim, Gelecek Bizim” sloganı ile üniversitelerde mücadeleyi büyütme çağrısında bulundular.

Güvenpark

Ankara’da eylemlerin en önemli merkezlerinden biri Güvenpark oldu. İstanbul’daki Saraçhane buluşmalarına paralel olarak, başkentin şehir merkezinde CHP’nin çağrıcısı olduğu Güvenpark’ta buluşan halk, saray rejiminin yargı darbesine karşı birlikte mücadele çağrısı yaptı. Birçok kez CHP’nin eylemi kürsü konuşmalarına hapsetme çabaları, “Mitinge değil eyleme geldik” sloganlarıyla kesildi. Eylemlerin beşinci gününde, Kuğulu Park önünde buluşan 3 binden fazla üniversite öğrencisi şehir merkezinde bir yürüyüş yaparak Güvenpark çağrısına katıldı, üniversiteli gençler adına konuşan Sol Genç’ten Deniz kürsüde “Gençlerin hedefi açıktır, o da bu rejimdir” dedi. Sendika ve sosyalist partilerin de çağrı yaptığı Güvenpark’taki eylemler her geçen gün kalabalıklaşarak, kitlelerin kendiliğinden şehrin en uzun ve merkezi bulvarı olan Atatürk Bulvarına taşmasına sebep oldu. Bazı Güvenpark buluşmalarının ardından eylemciler, Kızılay sokaklarında polisle çatıştı.

SOL Parti eylemlerin 4. Gününde  “Demokrasi, Özgürlük ve Eşitlik için Saltanata Karşı Hep Beraber” sloganıyla Kızılay’da bir yürüyüş gerçekleştirdi. Ankara halkının, emek örgütleri ve meslek odalarının katıldığı eylemin ardından Güvenpark’ta toplanan kitle, mücadeleyi büyütme ve sürdürme çağrısında bulundu.

Mahalle Eylemleri

Eylemler, Ankara’nın mahallelerinde de sürdü. Çankaya’nın Ayrancı mahallesinde, iki gün üst üste mahalle halkı sokağa çıktı. Binden fazla yurttaş, “Hükümet İstifa” sloganları ile mahallede yürüdü.

Keçiören’de de yine mahalle halkı, sosyalist partilerin de çağrısıyla sokakları doldurdu. Eylemler, Seyran Mahallesi, Çayyolu, Dikmen ve 100. Yıl Mahallelerine yayıldı. Mahalle halkının hem sokağa çıkarak hem pencerelerde tencere tava ile destek verdiği eylemler, direnişi kent merkezlerinden halkın gündelik yaşam alanlarına yaydı.

Karadeniz Boydan Boya Direniş

Karadeniz’in her noktasında eylemler gerçekleşti. Amasya meydanında günler süren kitlesel eylemler Samsun’da da benzer şekilde gerçekleşti. Ordu’da eylemler hem merkez hem de Fatsa olmak üzere iki noktada sürdü. Rize’de, Fındıklı ve Pazar dışında şehir merkezinde de çok büyük kitlelerle yürüdü. Direnişin sembollerinden birisi olan Hopa kitlesel bir yürüyüşle direnişe katılırken, Artvin merkezde de adalet için yürüyüşler gerçekleşti. Karadeniz’deki eylemlerde dikkat çeken en önemli hareket noktası Trabzon oldu. Son dönemde toplumsal muhalefetin birleşik eylemleri etrafında kitlesel eylemlerin ve mitinglerin de merkezi olan Trabzon’da eylemler, günlerce büyük kitlelerle sürdü. AKP’nin kalelerinden birisi olarak görülen ve uzun yıllardır bu bölgede önemli oylara sahip olduğu Karadeniz’deki bu yaygın ve kitlesel eylemler, iktidarın sonunun da en çarpıcı ifadelerinden birisine dönüşmüş durumda. Büyük bir işsizlikle birlikte yaratılan yoksulluk ve sefalet, fındıktan çaya tarımın adım adım tasfiye edilmesi ve Karadeniz’in neredeyse her yanının yerli ve yabancı şirketlerle yağmalanmasına tepkiler, bu harekete kaynaklık ediyor. Öte yandan ülkenin pek çok yeri olduğu gibi Karadeniz de AKP’ye karşı direnişin en önemli meydanlarından birisi oldu. HES’lerden madenlere karşı verilen mücadeleye, Hopa’da Metin Lokumcu ile simgeleşen direnişten Cerattepe’deki büyük karşı çıkışa… Trabzon meydanında binlerle yapılan SOL Parti mitinginden, Fatsa’da kırk yılı aşkın zaman sonra gerçekleşen Fındıkta Son Mitingi’ne kadar verilen mücadeleler bu birikime kaynaklık etti.

Antalya

Antalya’da hem üniversiteler hem de şehir merkezi hükümet karşıtı protestolara sahne oldu. 20 Mart’ta Akdeniz Üniversitesi öğrencilerinin eylemine polis müdahale etti. Birkaç gün sonra Emek ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla Cumhuriyet meydanına toplanan halka polis şiddetli biçimde müdahale etti. Çevik polislerle alay etmek için önlerinde şınav çeken bir genç, plastik mermilere hedef oldu. Şehir merkezinde günlerce süren protestolarda Pikachu kıyafetli bir gencin polis müdahalesinden kaçtığı anın görüntüleri uzun süre gündemde kaldı.

Bursa

Bursa’da da Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının ardından halk sokağa çıktı. 23 Mart’ta Sol-sosyalist partilerin, sendika ve meslek örgütlerinin de çağrıcısı olduğu eylemde, eski stadyumdan heykele yürümek isteyen halka polis müdahale etti. Gözaltı ve polis şiddeti ile sindirilmek istense de halkın kararlı tavrı sayesinde eylemler günlerce sürdü. Cuma günü, eylemlere katılan 15 kişi tutuklandı.

Adana

Adana’da iktidarın yargı darbesi, günlerce süren eylemlerle protesto edildi. 21 Mart’ta CHP ve sol-sosyalist partilerin çağrısıyla bir araya gelen yurttaşlar, “Tayyip İstifa” sloganlarıyla gelişmeleri protesto etti. Toplanmanın sonunda polis halka saldırdı. 25 Mart’ta CHP’nin çağrısı ile yapılan basın açıklamasına katılan Adanalılar, açıklamanın ardından yürüyüşe geçmek isteyince polis müdahalede bulundu, halk polisle çatıştı.

Yozgat

Yozgat’ta İmamoğlu’nun gözaltına alınması ve iktidarın takip eden baskı ve operasyonlarını halk sokağa inerek protesto etti. CHP’nin çağrısı ile otogarda buluşan yüzlerce insan, döviz ve pankartlarla Cumhuriyet Alanına yürüdü, sloganlarla hükümeti protesto etti. Yozgatlıların ellerindeki “Hiçbir şey böyle yaşamaktan daha korkunç değil”, “Gençlerin hiçbir şeyi kalmadı korku dahil” yazılı dövizler, AKP’nin kalesi addedilen şehirlerde dahi emekçi halkın ve gençlerin, kendilerine dayatılan hayata öfkelerinin özeti oldu.

Niğde

İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının ardından ilk sokağa çıkan illerden biri de Niğde oldu. 19 Mart sabahı CHP il başkanının çağrısıyla bir basın açıklaması düzenlenerek, iktidarın saldırısı protesto edildi. İki gün sonra 21 Mart’ta ise halk sokağa çıkarak bir demokrasi yürüyüşü düzenledi. Yüzlerce insan sokakta sloganlar ve hazırladıkları dövizlerle hükümeti protesto etti.

Konya

19 Mart’ta başlayan eylem dalgası Konya’ya da yayıldı. 21 Mart’ta akşam saatlerinde yurttaşlar Zafer meydanında bir araya geldi. Yüzlerce insan, “Susma sustukça sıra sana gelecek” sloganları ile iktidarın demokrasiye dönük saldırılarını protesto etti.

Eylemler kent merkezindeki toplanmalarla sınırlı kalmadı. Konya Ereğli de çiftçiler, İmamoğlu’nun gözaltına alınması ve ardından yaşanan gelişmeleri traktörlerle konvoy yaparak protesto ettiler.

Diyarbakır

19 Mart eylemlerinin sıçradığı onlarca ilden biri de Diyarbakır oldu. 23 Mart günü Dağ Kapı Meydanı önünde bir araya gelen Diyarbakırlılar, basın açıklaması yaptıktan sonra Adliye önüne yürüdü. “Hükümet İstifa”, “AKP Halka Hesap Verecek” sloganları atan halk, gözaltı kararının iptal edilmesi talebinde bulunurken, tek adam rejimine karşı mücadele vurgusu yaptı.

Çorum

Çorum’da 20 Mart’ta başlayan eylemler, takip eden günlerde de sürmeye devam etti. Çorum Emek ve Demokrasi Platformunun eylem zinciri çağrısının ardından şehirde yürüyüş ve mitingler düzenlendi. Yüzlerce Çorumlu, “Susma Sustukça Sıra Sana Gelecek”, “Kurtuluş Yok Tek Başına” sloganları ile günlerce iktidarı hedef alan çeşitli eylemler gerçekleştirdi.

Erzurum

İmamoğlu’nun 2023 genel seçimlerinde AKP provokasyonu ile taşlı saldırıya uğradığı Erzurum da, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanının gözaltına alınması eylemlere sebep oldu. Kâzım Karabekir Caddesinde CHP İl Binası önünde düzenlenen eylemde Erzurumlular, gözaltıları protesto etti. Eyleme katılan halk, “Ya hep beraber ya hiçbirimiz”, “Erzurum burada, dimdik ayakta” sloganları ile iktidara yönelik tepkilerini gösterdi.

Kıbrıs

Tek adam rejimine yönelik eylemler, Türkiye sınırlarını aşarak Kuzey Kıbrıs’a da yayıldı. Doğu Akdeniz Üniversitesinde bine yakın öğrenci, üniversite kampüsü içerisinde eylem düzenledi. Polisin engellemeleri sonucu protesto şehir merkezine yayılamasa da yüzlerce öğrenci, Türkiye’de yaşananlarla dayanışma gösterdi.

Edirne’nin Ötesinde Dayanışma

19 Mart’ta başlayarak ülke çapına yayılan eylemler yalnızca yurtiçi ile de sınırlı kalmadı. Avrupa’da yaşayan yurttaşlar, gurbetçiler, batılı sol kurumlar da dayanışma eylemleri ile sokakları doldurdu.

Almanya’da eylemler ilk günden Berlin, Frankfurt, Stuttgart gibi birçok büyük şehirlere yayıldı. Frankfurt’ta 4 binden fazla kişi ön seçimlerde oy kullandı. Berlin’de yüzlerce insan, ülkedeki sol-sosyal demokrat partilerin de desteği ile şehir meydanında yürüdü. Sosyal Demokrat Parti SPD, mecliste İmamoğlu Yalnız Değildir pankartı açtı.

Macaristan’da, Macaristan-Türkiye maçı öncesi Budapeşte’ye gelen halk dayanışma eylemi gerçekleştirdi.

Londra’da önce Türk Büyükelçiliği önünde sonraki günlerde ise Trafalgar Meydanında eylem yapıldı. Trafalgar Meydanında toplanan binlerce kişi, “Demokratik Bir Türkiye İstiyoruz” pankartı ile yürüyüş düzenledi.

Hollanda’da Amsterdam’da yüzler protesto eylemi gerçekleştirdi, eylem kentteki faşizme karşı miting ile birleşti.

İtalya’da Roma, Milano, Pisa ve Floransa’da birçok eylem düzenlendi. Ülkedeki demokrat kuruluş ve siyasetçilerin de desteklediği eylemlerde Türkiye ile dayanışma çağrısı yapıldı.

İspanya’da Madrid ve Barcelona şehrinde protesto gösterileri düzenlendi.

Share.

About Author

Leave A Reply