Ekoloji Birliği (EB) eski sözcülerinden Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) gönüllüsü, ‘Aysin ve Ali Ulvi Büyüknohutçu Dostları’ grubunun kurucularından Halime Şaman çiftin öldürülmelerinin 7. yılında bir yazı kaleme aldı; “Yeryüzüne aydınlık getiren cesur yürekler, bazen karanlıkla savaşırken kaybolur. 7 yıl önce, Türkiye’nin doğal güzellikleri için mücadele eden bir çift, adaletsizliğin ve çıkarların gölgesinde yok olmaya zorlandı. Aysin ve Ali Ulvi Büyüknohutçu, sessiz sedasız doğanın savunucusu olurken, gözleri kararmış bir güç tarafından susturuldu. Mermer ocaklarının karşısında duran bu çift, sadece bir ekoloji mücadelesi vermiyordu, aynı zamanda adaletin ve vicdanın sesini yükseltiyordu. Ancak, cinayetleri hala aydınlatılmadı, sessizlik hala cevap bekliyor. Aysin ve Ali Ulvi Büyüknohutçu’nun kaybı sadece bir aileye değil, tüm insanlığa aittir..”
Halime Şaman’ın kaleme aldığı yazının tamamını paylaşıyoruz.
İşte o yazı;
Adaletin Simgesi: Aysin ve Ali Ulvi Büyüknohutçu
Vazgeçmiyoruz
Yeryüzüne aydınlık getirmek cesur yüreklerin üstlendiği zor bir iş.
7 yıl önce adaletsizliğin ve çıkarların gölgesinde, yaşam savunucusu bir çiftin yaşam hakkı ellerinden alındı. Aysin ve Ali Ulvi Büyüknohutçu, sessiz doğanın savunucusu olurken gözleri kararmış bir güç tarafından susturuldu. Mermer ocaklarının karşısında duran çift sadece ekoloji mücadelesi vermiyordu, aynı zamanda adaletin ve vicdanın sesini yükseltiyordu. Nehirler, ormanlar hızla sermayeleşirken biriktirmeyen, paylaşan bir hayatın düşünü kuruyorlardı.
Aysin-Ali Ulvi Büyüknohutçu çifti 7 yıl önce acımasızca katledildi. Her birini tek tek saydığımız 7 yıl geçti ancak cinayetleri hala aydınlatılmadı, sessizlik hala cevap bekliyor. Aysin ve Ali Ulvi Büyüknohutçu’nun kaybı sadece bir aileye değil, tüm insanlığa aittir.
Aysin ve Ali Ulvi Büyüknohutçu’nun öldürülmesinin, yaşam savunucularına yönelik bir saldırı olduğunu biliyoruz. Güç odakları ve çıkar gruplarının ne kadar ileri gidebileceğini de gördük. Cinayetin ısrarla karanlıkta bırakılmasının doğa hakkı savunucuları ve adil bir dünya için mücadele eden herkese açık açık gözdağı olduğunun da farkındayız. Peki, siz yağmacı politikalarınız uğruna cinayet işlemekten çekinmeyenler, gerçeği karartmak için katillerle işbirliği yapmaktan utanmayanlar! Azalmak yerine ne kadar çoğaldığımızın, güçlendiğimizin, susmadığımızın, korkmadığımızın farkında mısınız?
Aysin ve Ali Ulvi Büyüknohutçu anma etkinliklerimiz, onların mücadelesini yaşatmanın yanı sıra adaletin sağlanması için de bir çağrı niteliği taşıyor. Her 9 Mayıs’ta Aysin-Ali Ulvi Büyüknohutçu’nun dostları olarak bir araya geliyoruz. Halkın adalet talebini dile getiriyor, benzer trajik olayların bir daha yaşanmaması için belleği diri tutuyoruz. En önemlisi her bir araya gelişimiz; inatla mücadeleden vazgeçmeyişimizin manifestosu aslında.
“Adalet için susma, Aysin ve Ali’yi unutma” sloganını, cinayetin aydınlatılmaması ve adaletsizliğin hala devam etmesine karşı isyanımız olarak haykırmaktan vazgeçmiyoruz. Bu söz, adaletin ve vicdanın sesini yükseltmek, sessiz karanlığa boyun eğmemek ve Aysin ve Ali Ulvi Büyüknohutçu’nun hatırasını yaşatmak için söylenmeye devam edecek.
Bazen bir ormanı savunurken yaşam hakkınız elinizden alınır ama bir bakarsınız dostlardan oluşan koca bir orman yaratıvermişsiniz. Keşke dostlarının çokluğunu görebilselerdi. Unutmadık, saygı ve minnetle…