Türkiye genelinde her 8 ölümden birinin %12,5 oranında nedeni kanser. Antalya’da kanserden ölüm oranı %10’a düşerken, sanayi tesislerinin yoğunluğuyla bilinen Ergene Havzasını oluşturan iller Tekirdağ, Kırklareli ve Edirne’de bu oran %25’e çıkıyor. Kocaeli Dilovası’nda ise her 3 ölümden birinin %34 oranında kanserden olduğu biliniyor.
Sağlık Bakanlığı, bu durumu incelemek için 2011- 2016 yılları arasında “Kocaeli, Antalya, Tekirdağ, Edirne, Kırklareli İllerinde Çevresel Faktörlerin ve Sağlık Üzerine Etkilerinin Değerlendirilmesi Projesi” adlı bir araştırma başlattı.
Gıda Mühendisi ve akademisyen Bülent Şık, Sağlık Bakanlığı’nın bu araştırmasında görev aldı. Araştırma sırasında gıdalarımızda özellikle taze fasulye, biber, hıyar, marul, maydanoz, çilek, erik ve elmada tarım zehir kalıntısı sınır değerlerin çok üzerinde olduğu ortaya çıktı. Ayrıca pek çok gıda üzerinde birden çok sayıda tarım zehir kalıntısı olduğu anlaşıldı. Sularda kanserojen etkisi bilinen kurşun, hidrokarbon kalıntıları yüksek oranda olduğu belirlendi.
Aynı tarihlerde eski adıyla Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, yurt genelinde gıdalarda tarım zehir kalıntısının %2-3 olduğunu açıklıyordu. Gıdadan sorumlu bakanlığın analizlerinde gerçeklerin çok büyük oranda çarpıtıldığı net biçimde ortaya çıktı. Buradan çıkarılacak sonuç, Bakanlıkların kendi personeline yaptırdığı araştırma ve analiz sonuçlarının bilimsellikten yoksun, değiştirilmiş, çarpıtılmış olabileceğinin anlaşılmasıdır. Aynı biçimde Sağlık Bakanlığı, gizlediği kanser raporunu akademisyenlere değil de kendi personeline yaptırmış olsaydı, Bülent Şık’ın ortaya çıkardığı sağlığımızı tehdit eden sonuçları hiçbir zaman öğrenemeyebilirdik.
Sağlık Bakanlığı, 2016 yılında araştırma sonuçlandığı halde raporu halka açıklamadı. Daha da önemlisi raporu ilgili devlet kurumlarına göndererek önlem alınması çağrısında da bulunmadı. Aradan 3 yıl geçtikten sonra raporun gizlendiğini anlayan Bülent Şık, raporda kendine ait ciddi kirlilik sonuçlarını yer aldığı bilgileri gazetede yayınladı. Bu yayın üzerine Sağlık Bakanlığı, “sır” ve “yasaklanan bilgi” açıkladığı gerekçesiyle Bülent Şık hakkında suç duyurusunda bulundu. Bülent Şık için savcılık 12 yıl hapis sitemiyle dava açtı. 7 Şubat 2019 günü yapılan ilk duruşmada mahkeme 2. Duruşma tarihini 30 Mayıs 2019 olarak belirledi.
Bülent Şık Davası Ekoloji Birliği Basın Açıklaması
Yrd. Doç Dr. Bülent Şık, Sağlık Bakanlığı adına yapılan ve kamuoyunda “Kanser Raporu” olarak bilinen araştırmaların sonuçlarını halk sağlığı adına açıkladığı için yargılanmasını kabul etmiyoruz. Akdeniz Üniversitesi eski öğretim üyesi Bülent Şık, Üniversite bünyesinde kurulan ve kuruluşunda aktif rol aldığı Gıda Güvenliği ve Tarımsal Araştırmalar Merkezi’nin Teknik Müdürlüğünü yapmaktayken Barış Akademisyeni KHK ile işinden edilmişti. Araştırmanın konusu olan bölgelerdeki insan ve diğer canlıların hayatını tehdit eden ağır çevresel kirlilik araştırma bulguları değerlendirilip kirliliği engelleyici çalışmalar yapılması gerekmektedir.
Bu yargılama kamu yararına değildir. Halk sağlığını korumak amacıyla önlem ve iyileştirici tedbirler alması gerekirken, Sağlık Bakanlığı, araştırma bulguları çok vahim olmasına rağmen aradan geçen üç yıl boyunca hiçbir şey yapmadı. Sağlık Bakanlığı sorumluluğunu yerine getirmemesi üzerine bildiklerini kamuoyu ile paylaşan Bülent Şık hem yurttaş hem de bilim insanı olmanın etiği gereğini yerine getirmiştir.
Nitekim Yard. Doç Dr Bülent Şık, ilk duruşmada yaptığı savunmada “Bir bilim insanı şirketlere veya kurumlara değil öncelikle topluma karşı sorumludur. Çünkü toplumun sağlığı ve geleceği şirketlerin ya da kurumların kısa vadeli çıkarlarına emanet edilemeyecek ölçüde önemlidir” bu duruma işaret etmektedir.
Kamuoyunu son derece yakından ilgilendiren çevresel bir araştırmanın sonuçları “açıklanması yasak bilgi” veya “sır” kapsamında değerlendirilemez. Tersine bu araştırmanın sonuçlarının kamuoyundan saklanması ve üç yıl boyunca halka açıklanıp, önlemler ve gerekli tedbirlerin alınmaması suç olarak değerlendirilmelidir.
Biz Ekoloji Birliği olarak, kamu yararı olan halk sağlığını yakından ilgilendiren araştırmanın sonuçlarını açıklamanın yargılamanın konusu olamayacağına, kamu adına yargılama yapan mahkemenin Yard. Doç Dr Bülent Şık’ın açıklamalarının kamu yararı ve bilim insanı etiği açısından değerlendirerek beraatine karar vereceği inancını taşıyoruz.
Ekoloji Birliği 60 bileşeniyle Sağlık Bakanlığı tarafından gizlenen “Kanser Raporu”nun peşini bırakmayacak. Raporun açıklanması ve üniversitelerden akademisyenlerin katılımıyla sonuçları her an halka duyurulacak biçimde yeni araştırmalar yapılması konusunda gereken her türlü resmi girişimi başlatacağız.
Bülent Şık Davası Basın Açıklaması
Türkiye’nin belirli bölgelerinde kanserden ölümlerin dünya ortalamasının üzerinde olması sebebiyle Sağlık Bakanlığı tarafından toprak, su ve gıdadaki kirlenmenin araştırılıp raporlaştırılması için 2011-2016 yılları arasında bir dizi akademisyen görevlendirilmişti. Görevlendirilen akademisyenlerden birisi de yakından tanıdığımız ve hayatındaki en önemli önceliği, halk sağlığı ile gıdanın ekolojisi çalışmalarına veren Antalya Akdeniz Üniversitesi’nde Yrd. Doç. Dr olarak çalışan Bülent Şık idi. Araştırmaya konu olan kentler Kocaeli, Antalya, Tekirdağ, Kırklareli ve Edirne iken, havzalar Ergene ve Dilovası’ndan oluşuyordu. 22 Kasım 2016’da çıkarılan 677 sayılı KHK ile görevine son verilen Bülent Şık, daha sonra da çalışmalarına devam edip, halk sağlığını ilgilendiren nişasta bazlı şeker, obezite, su ve gıdadaki zehirlenmeler üzerinden akademisyen titizliğiyle, seminerler vermeye ve basında bunları açık yüreklilikle yazmaya devam etti.
Yaptığı çalışmalar ve uyarıcı yazıları sebebiyle toplum ve devlet tarafından ödüllendirilmesi gereken Şık’a tam tersine Cumhuriyet Gazetesi’nde yayınlanan “Türkiye’yi kanser eden ürünleri devlet gizledi, biz açıklıyoruz! İşte zehir listesi” başlıklı yazı dizisi nedeniyle ve Sağlık Bakanlığı’nın talebiyle dava açıldı. Ve şimdi bu davanın ikinci duruşması 30 Mayıs’ta İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde görülecek. Bülent Şık birinci duruşmada yaptığı savunmasında: “Bir bilim insanı şirketlere veya kurumlara değil öncelikle topluma karşı sorumludur. Çünkü toplumun sağlığı ve geleceği şirketlerin ya da kurumların kısa vadeli çıkarlarına emanet edilemeyecek ölçüde önemlidir.” Diyerek halk sağlığı etiğinin, bilim insanı sorumluluğunun ve toplumsal adalet anlayışının ne olması gerektiğini net bir şekilde ortaya koyuyordu.
Bizler Antalya’da yaşayan ve çeşitli sivil toplum örgütlerinin üyeleri olarak asıl yargılanması gerekenin bu bilgileri uzun süredir halktan gizleyen Sağlık Bakanlığı olması gerektiğini düşünüyor ve toplum vicdanını zedeleyen bu yargılamaya derhal son verilmesini talep ediyoruz.
Antalya Gıda Topluluğu TMMOB Antalya
Antalya Ekoloji Meclisi Gıda Mühendisleri Odası Antalya Şubesi
Antalya Toplumsal Ekoloji İnisiyatifi Maden Mühendisleri Odası Antalya Şubesi
İHD Antalya Şubesiİnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi
Alakır Nehri Kardeşliği Harita ve Kadastro Müh. Odası Ant.Şb
Antalya Sahillerini Savunma Meclisi Antalya Tabip Odası
Antalya Halkevi Antalya Abdal Musa Derneği
Antalya Doğanın Çocukları Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Ant.Şub.
Antalya BİZ Cinsel Yönelim ve Cinsiyet Kimliği Ar. Der. Pir Sultan Abdal Derneği Antalya Şubesi
Çağdaş Hukukçular Derneği Antalya Şubesi Antalya Konyaaltı Alevi Kültür Derneği
Çağdaş Gazeteciler Derneği Antalya Şubesi Antalya Barosu
Antalya Kent İzleme Platformu Antalya Kadın Danışma Merkezi ve Day. Der.
Şüpheli Asker Ölümleri Derneği Antalya Halk Der
Antalya Emek Demokrasi Güçleri DİSK Antalya Temsilciliği
KESK Antalya Şubeler Platformu Gıda İş Antalya Şubesi
Devrimci Turizm İş Antalya Şubesi Tüm Emekli Sen Antalya Şubesi
Bülent Şık’ın beraat talebine ret
İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde bugün yapılan ikinci duruşmada, Bülent Şık’ın beraat isteği bir kez daha reddedildi. Duruşma öncesi dava dosyasına gelen bilirkişi raporu, inceleme yapılan Kocaeli, Antalya, Tekirdağ, Edirne, Kırklareli’deki kirliliğe yönelik haberlerin daha önce de yayımlandığına işaret etti. Şık, bakanlığa araştırmanın sonuçlarının ne yapıldığının da sorulmasını istedi. Mahkeme, bu talebi de reddetti. Bir sonraki duruşma 26 Eylül’de gerçekleştirilecek.
Duruşmayı izleyenler arasında İstanbul, Ankara, Antalya, Kırklareli, Tekirdağ ve Kocaeli barolarından temsilciler, akademisyenler, gazeteciler izledi.
Avukatların dava ile ilgili yorumları
Kırklareli Baro Başkanı Av. Turgay Hınız Ergenedeki bölge kirliliği ve Bülen Şık davası hakkında görüşlerini dile getirdi.
Tekirdağ Baro Başkanı Av. Sedat Tekneci Bülent Şık davası ve bölge kirliliği hakkında değerlendirmelerde bulundu.