Aydın Jeotermale Direniyor!

0
Aydın’da jeotermal enerji santralleri için 64 kuyunun daha kurulması için yayınlanan ihale duyurusu sonrası Aydın halkı büyük tepki gösterdi.

Tahmini bedelleri 50 bin ile 69 bin 708 lira arasında değişen 39 doğal mineralli su ruhsat sahasının ihalesi 5 Ağustos Pazartesi günü, tahmini bedelleri 50 bin ile 85 milyon 44 bin 456 lira arasında değişen 7 jeotermal kaynak işletme ve 64 jeotermal kaynak arama ruhsatlı sahaların ihaleleri ise 6-8 Ağustos tarihlerinde Aydın Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı Doğal Kaynaklar Ruhsat ve Kültür Varlıkları Müdürü odasında yapılacak.

Konunun Resmi Gazete’de de yayımlanmasının ardından Aydın halkı büyük tepki gösterdi. Bilindiği üzere, Aydın’ın birçok ilçesinde jeotermalle ilgili direnişler devam ederken Aydın’daki STK ve dernekler, projenin iptali için dava açtığı ve dava süreci boyunca çevre nöbetlerine başlayacakları öğrenildi.

Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, Aydın Çevre ve Kültür Platformu (AYÇEP) Başkanı Mehmet Vergili ve Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) Başkanlar Kurulu Üyesi İlknur Başer yaşananları BirGün Gazetesi’ne anlattı.

“Bu toprakları korumak zorundayız”

Tavırların net olduğunu ve jeotermallere izin vermeyeceklerini ifade eden Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, “Bizim bu konudaki düşüncelerimiz ve tavrımız çok net. Bir grup insan diyor ki jeotermal zararlı değil. Bacalardan çıkan dumanın raporunu masaya koyun görelim. Bizi de bilgilendirin. Ölçümleri kime yaptırıyorsunuz? Eş dost ilişkisiyle mi oluyor? Bu kadar zor mu? Gizlemeyin. Hangi özel firma yapıyor. Bütün jeotermal santralleri eski değil, içlerinden mutlaka son teknoloji kullananlar da vardır. Ülkenin enerjiye de ihtiyacı var. Bu topraklarda yaşıyoruz.

Daha önce de konuyla ilgili yaptığım açıklamalarda belirttiğim gibi her geçen gün daha da çok jeotermal tesisleri kuruluyor, beş yıl sonra, on yıl sonra, ne olacak, bunun çalışması yapılması gerekiyor. Buna nerede dur denilecek, bu hızla devam edecek miyiz bunları kurmaya. Bu tesislerin buradaki insanlarımızın hayatı ve canlıların üzerindeki etkileri bir an önce açıklanmalı. Şimdiye kadar böyle bir araştırma yapılmadıysa da hemen bir araştırma başlatılmalı ve vatandaşlarımıza gerekli bilgilendirme yapılmalı. Bizim incirimiz, zeytinimiz en önemli geçim kaynağımız tarım. Elbette biz bu toprakları korumak zorundayız. Aydın Ovası çok verimli ve önemli, jeotermalle ölmesini istemiyoruz. Buna müsaade etmeyiz. Amacımız gelecek nesillere temiz bir çevre bırakmak, hep birlikte doğruyu bulmak” şeklinde konuştu.

“Bu karar Aydın’ın yol olması demek”

AYÇEP Başkanı Mehmet Vergili ise, “Zaten 35 tane jeotermal var. Açılması beklenenler var. Davası sürenler var. Şimdi de 64 tane kuyu açmak istiyorlar. Bu karar Aydın’ın yok olması demek. Burada olan 35 jeotermal zaten yaşam kalitesini düşürdü. Kanser sayıları arttı bu bölgede. Üretimde azalmalar var. İncirimiz, zeytinimize büyük zarar verildi. Aydın son dönemde en kirli illerinden biri olmaya başladı. Bu Aydın’a yapılan haksızlıktır. İnsanlar nefes alamıyor. Tüm halk bu durumdan rahatsız. Biz bunun için mücadelemizi sürdüreceğiz,” diye konuştu.

“İşgale karşı mücadeleye davet ediyorum”

ÖDP Başkanlar Kurulu üyesi İlknur Başer ise, Aydın’a şirketler tarafından işgal yapıldığı ve bunun için herkesi ortak mücadeleye çağırarak, “Aydın’da 64 yeni jeotermal enerji Santrali yapılması için 6-8 Ağustos tarihinde ihale açılacağı açıklandı. Bu ihaleler yapılmış olduğunda Aydın topraklarının yüzde 45’i JES şirketleri tarafından işgal edilmiş olacaktır. Bu Türkiye tarımının gözbebeklerinden olan Aydın Menderes Ovası’nın gözümüzün önünde yok edilmesi demektir. Bir tarım ülkesiyken AKP iktidarı eliyle en temel ürünlerimizin dahi dışarıdan alındığı, gıda kuyruklarının yaşandığı bir ülke konumuna işte bu politikalarla getirildik. Geçtiğimiz süreçte Aydın topraklarının mevcut JES’leriyle kirletildiği, zeytin ve incir ağaçlarının dahi kurduğu bir süreci yaşadık. Halkın sağlığının bozulduğunu, kanser vakalarının arttığını biz değil, bilimsel araştırmalar ortaya koyuyor.

Toprak, hava, suyu kirleten insanları tüm canlıları hastalandıran bu projelerde hala ısrar etmek yenilerini açmak; halk ve yaşam düşmanlığıdır. İktidarın kabesinin para ve şirketler olduğunun bir kez daha ispatıdır. Bize düşen ise bu düşmanlık karşısında meşru müdafaa hakkımızı kullanarak direnmek ve mücadele etmektir. Aydın topraklarının ve yaşamın yok edilmesi zaman içinde bir domino taşı etkisiyle ülke yaşamını etkileyecektir. Kapitalizmin ve emperyalizmin yarattığı ekolojik yıkım dünyayı, insanlığı ve yaşamı tehdit eden boyuttadır. Mevcut JES’lerin yarattığı yıkıcı sonuçları dahi ortadan kaldırmayı düşünmeden yeni JES’ler için ihale yapılmakta ısrardan vazgeçilmelidir. Bu nedenle tüm Aydın ve ülke halkını topraklarımızın şirketler tarafından işgaline karşı mücadeleye davet ediyorum” diye belirtti.

Kaynak: Birgün

Paylaş.

Yazar Hakkında

Bir Yorum Bırakın