Kanadalı şirketin Kaz Dağlarındaki altın arama faaliyetine karşı bir araya gelen yurttaşlar, bölge içerisindeki gelişmeleri ve çalışmaları takip etmek üzere maden alanına yakın bir gölde çadırlarını kurmuştu. 8 Ağustos günü Çanakkale Belediyesi’ne İl Orman Müdürlüğü’nden bir yazı geldi.
Yazı, gözardı edilemeyecek büyük bir yangın riskinin olduğunu belirtiyordu. Yangın riskinin çok büyük olduğunun ve herhangi bir yangın durumunda belediyenin bundan doğrudan sorumlu olacağının altını ısrarla çiziyordu. Yani yazıya göre, kaçak herhangi bir yangından organize eden komite sorumlu olacak. Bunun akabinde bölgedeki çadırların kaldırılması konusu ortaya çıktı. Yangın tehlikesi olabileceği iddiası ile çadıların kaldırılması istendi.
Bu konuyla ilgili son gelişmeleri, bölgeden Adnan Avcı bizlere aktardı:
“Yine de bütün bu risklere rağmen buradaki nöbetin, direnişin bitirilmesi gibi bir şey yok. Sadece konaklama son buluyor. Yeni çadır alınmaması kararı alındı. Burada mevcut çadırların kalıp kalmayacağı hâlâ tartışılıyor. Temsilciler ve komite arasında görüşmeler devam ediyor. En azından yeni çadırların buraya alınmaması konusunda neredeyse herkes hemfikir çünkü buranın kapasitesi kaldırmıyor. Yüzlerce çadırlı insan gelmek istiyor ve buranın kapasitesi gerçekten kaldırmıyor. Risk de çok fazla büyüyor.
Burada komiteyi eleştirebilir. Yarattıkları kamuoyunu da görmezden gelemeyiz. Sorumluluğu baştan paylaşmış olabilirdik, bu riski de paylaş anlamına gelirdi. Belediyenin oluşturduğu, organize ettiği bir komite oldu, komiteye dahil olma süreçleri de işletilmiyor. Meselenin bu kadar büyüyeceğini de tahmin etmiyorduk diyorlar. Ama geldiğimiz nokta da buradaki eylem bitiyor, sonlandırılıyor gibi bir şey yok, doğru da değil. Olan şey konaklamanın kaldırılması. Burada karşılama ve sohbetlerin yapıldığı, gölge yapan çadırlar kalmaya devam edecek. Buraya ziyaretler sürecek. Şu anda da Türkiye’nin farklı yerlerinden buraya otobüsler geliyor. Gelenler maden sahası gezdiriliyor, sohbetler, bilgi alışverişleri oluyor ama daha fazla konaklamaya izin vermemek konusunda hemen herkes hemfikir. Yani nöbet bitmiyor sadece konaklamalar bitiyor! Konaklamalar bitse de buradaki direniş, nöbet daha da büyüyecek. Daha önemli mesele, daha kıymetli olan bu direniş ve nöbetin kent merkezlerine, farklı ilçelere, Munzur’a, Salda’ya, Hasankeyf gibi ekoloji yıkımının sürdüğü yerlere yayılması, yaygınlaştırılması, her yeri bir direniş alanına dönüştürmek hedefleniyor.”
Haber: Yeşim Özbrinci