Marmara’nın bu trajik yokoluşuna dikkat çekmek, genel tablonun ortaya çıkmasını sağlamak, yereller arasındaki dayanışma ve ortaklıkları kuvvetlendirmek için doğa dostlarını ve ekoloji aktivistlerini yolculuğumuza katılmaya -ya da uğrak noktalarımıza katılarak dayanışmayı büyütmeye- davet ediyoruz. Çekeceğimiz belgeseller ve hazırlayacağımiz Marmara Bölge Raporu ile ileride yapmayi planladığımız Marmara Çalıştayı için veri toplayarak Marmara bölgesinde yeni bir ortaklığın ve dayanışmanın örülmesine katkıda bulunmak istiyoruz. Sloganımız: Diren Marmara/Yaşam için Dayanışma için Yollardayız.
Türkiye’de inanılmaz boyutlara ulaşan doğa talanı bugün de hız kesmeden sürüyor. Doğa talanı şimdilerde, Kazdağlarında altın arama tehdidi ve Salda Gölü’ne yönelik “millet bahçesi” projesi ile siyasi gündemin ilk sıralarına yerleşti.
Bu bir tesadüf olmaktan çok Gezi direnişi sürecinde olduğu gibi ülke genelinde yaşanan derin krizin su yüzüne çıktığını anlardan birini ifade etmektedir. Marmara Bölgesi ve Denizi tarihinin en yüksek ekolojik yıkım sürecine girdiğine tanık oluyoruz. Son yıllarda bu bölgeye yönelik sık sık “acil eylem planlari” ve çağrıları yapıldığına tanık oluyoruz. Marmara Bölgesi Türkiye’nin ilk sanayileşen bölgesi, nüfus yoğunluğunun ve kirliliğin en yüksek olduğu bölge olması bakımından önem arz etmektedir.
Doğa ve çevre yıkımının ayyuka çıktığı bir dönemde küresel olarak iklim krizine acil çözümlerin arandığı dünyada müflis iktidarlar, her yolla şirketleri kurtarmak için ormanları, su kaynaklarını, gıda egemenliğini, şirketlerin çıkarı uğruna feda etmektedir. İktisaden yolu kalmayan iktidarın, doğa varlıklarını daha fazla sömürüye açma yoluyla ticarileştirmeye devam edeceği anlaşılıyor. Kapitalizm içine düştüğü sıkışmayı, kıyı, orman, mera, yayla gibi korunan alanlara saldırarak her ne varsa paraya dönüştürmeye çalışarak aşmaya çalıştığı görülmektedir.
Kadim Trakya, Anadolu ve Mezopotamya cağrafyası Kazdağları’ndan Munzur’a, Longoz Ormanlari’ndan Cerattepe’ye, Ergene’den Karaburun’a her yer şirketlerin talanı altında. Elbette talana karşı direniş de her yerde. Sermayenin saldırıları karşısında gelişen güçlü ve dirençli mücadeleler köylerden kentlere Türkiye’nin geniş coğrafyasında etkisini gösteriyor.
Yaşam ve Dayanışma Yolcuları, ekolojik yıkıma karşı mücadele veren çevre ve ekoloji aktivistleri ile birlikte Marmara bölgesindeki yıkımı ve buna karşı direnişleri odağına alan Marmara Dayanışma Yolculuğu’na çıkma kararı aldı. 26 Ağustos 2019 tarihinde İstanbul’dan başlayacak yolculukta ilk durak Kocaeli Dilovası olacak. Körfezdeki sanayi kirlenmesi, endüstriyel tarımın yarattığı toprak ve gıda kirlenmesi, madencilik faaliyetleri, termik santral ve birçok sanayi faaliyeti ile yok oluşu yaşıyor. Kocaeli’nden Yalova, Bursa güzergahinda yol almaya devam ederek Kaz dağları’nda direnişe destek vereceğiz. Modern teknojilerle yapildigi iddia edilen Çan Termik Santrali’nin açtigi tahribat yerinde incelenecek. Kır Kent Ağı’nın Bayramiçte yapılan etkinliklerine katilarak ortak yaşam topluluklarınin sunduğu alternatif yaşamın imkanlarını araştıracağız.
Eylül ayının başında Trakya/Saroz körfezinde yolculuk devam edecek. Ergene nehrinin kirliliği Uzunköprü ve Çorlu/Ergene köprüsünde, çeltik tarlalarında incelenecek; Demirköy’de taş ocakları ve RESlerin inşaat alanı, Iğneada’da Longoz ormanları ve nükleer santral planlanan bölge; Kıyıköy’de termik santral projeleri, Rusya’dan gelen doğalgaz boru hattının yok ettiği orman alanları; Çorlu, Ulaş-Misinli-Karıştıran mahallelerinde yapılan ve yapılacak termik santral projeleri, bu projelere Ereğli ilçesinden kömür taşımak üzere planlanan Dekovil Hatti incelenecek uğrak noktaları arasında. Dönüş yolunda 3.Köprü, 3.Havaalanı’nın neden olduğu, Kanal İstanbul projesini neden olabileceği tahribat araştırılacak. Uğrak noktalarımızın son ve kesinleşmiş halini bayram sonrasında duyuracağız.
Marmara’nın bu trajik yokoluşuna dikkat çekmek, genel tablonun ortaya çıkmasını sağlamak, yereller arasındaki dayanışma ve ortaklıkları kuvvetlendirmek için doğa dostlarını ve ekoloji aktivistlerini yolculuğumuza katılmaya -ya da uğrak noktalarımıza katılarak dayanışmayı büyütmeye- davet ediyoruz. Çekeceğimiz belgeseller ve hazırlayacağımiz Marmara Bölge Raporu ile ileride yapmayi planladığımız Marmara Çalıştayı için veri toplayarak Marmara bölgesinde yeni bir ortaklığın ve dayanışmanın örülmesine katkıda bulunmak istiyoruz. Sloganımız: Diren Marmara/Yaşam için Dayanışma için Yollardayız
İletişim için:
Mail: dayanismayasamdir@gmail.com
tel: 0531 690 16 41 – 0532 226 29 77
2 yorum
Pingback: VAR’ız, Direniş Var
Pingback: Şimdi Kaz Dağları Zamanı!