Meksika Zapatista Yerlilerinin Yönetim Organları: Otonom Belediyeler

0

Zapatistalar olarak bilinen Zapatista Ulusal Kurtuluş Ordusu (EZLN), faaliyetlerine bir grup aydının gerilla hareketi oluşturmak üzere 1980’lerde bir araya gelmesiyle başladı. Meksika’da ve dünyada bilinir hale gelmeleri 1 Ocak 1994’ün ilk saatlerinde 3000 Maya yerlisinin, Meksika’nın Guatemala sınırına yakın dağlık Chiapas bölgesinde silahlı bir ayaklanma başlatması ve beş kenti ele geçirmesiyle olmuştur. Zapatistalar 12 Ocak 1994’de, hemen 12 gün sonra ateşkes ilan edildi. Bu 12 gün EZLN’nin güç kullandığı tek dönemdi. Bundan sonra sivil toplum örgütlerinin isteğiyle saldırı mahiyetli şiddet kullanmayı kestiler. Bunun yerine özerk yönetimler oluşturulması çabasına destek verdiler ve bu arada hükümetle görüşmelere başladılar.

Zapatistalar olarak bilinen Zapatista Ulusal Kurtuluş Ordusu (EZLN), faaliyetlerine bir grup aydının gerilla hareketi oluşturmak üzere 1980’lerde bir araya gelmesiyle başladı. Meksika’da ve dünyada bilinir hale gelmeleri 1 Ocak 1994’ün ilk saatlerinde 3000 Maya yerlisinin, Meksika’nın Guatemala sınırına yakın dağlık Chiapas bölgesinde silahlı bir ayaklanma başlatması ve beş kenti ele geçirmesiyle olmuştur.

Bu tarih ABD, Kanada ve Meksika arasında gümrük vergilerini düşürerek, Meksika’yı serbest ticaret bölgesi haline getirecek NAFTA (Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması) antlaşmasının yürürlüğe girdiği tarihtir. Bu anlaşma yüzyıllardır baskı ve sömürü altında olan Amerikan yerlileri için bu zulmün yeni bir halkasını teşkil ediyordu. Dolayısıyla bu günün seçilmesi bir rastlantı değildi. Zapatistalar 12 Ocak 1994’de, hemen 12 gün sonra ateşkes ilan edildi. Bu 12 gün EZLN’nin güç kullandığı tek dönemdi. Bundan sonra sivil toplum örgütlerinin isteğiyle saldırı mahiyetli şiddet kullanmayı kestiler. Bunun yerine özerk yönetimler oluşturulması çabasına destek verdiler ve bu arada hükümetle görüşmelere başladılar.

Hükümetle yürütülen görüşmeler sonucunda 1996’da Yerli Hakları ve Kültürleri Üzerine San Andres Anlaşması’nı imzaladılar. Hükümetle EZLN arasında imzalanan ve 57 farklı yerli halka kısmi otonomi (özerklik) tanıyan bu Yerli Hakları yasası Meksika’da yerlilerin hakları için mücadele eden herkesin görüşü doğrultusunda belirlendi. Ancak mevcut hükümet bu anlaşmaya hiçbir zaman uymayıp, mecburen gündeme getirmek zorunda kaldığı dönemlerde de anlaşmada değişikliğe gitti. Ayrıca yerlilere yönelik saldırılarını arttırarak devam ettirdi.

Görüşmeler tümüyle tıkandıktan ve atılacak tek bir adım dahi kalmadığı kanaati oluştuktan sonra, EZLN yine halka danışarak 2001’de hükümetle tüm görüşmeleri kesme ve kendi özyönetimlerini kurma kararı almıştır. 2003 yılından itibaren de Zapatista Otonom Belediyelerinin güçlendirilmesini, belediyeler arası eşitsizliklerin giderilmesini hedefleyen, belediyeleri karar alma ve koordinasyon mercii haline getiren İyi Yönetim Konseyleri oluşturulmuştur.

Bu özyönetimler halkın yönetime katılımını, gündelik yaşamın örgütlenmesi ve kaynakların adil ve eşit dağıtımını (sağlık, eğitim, organik tarım, vs.) sağlamayı önlerine koymuştur. Denilebilir ki EZLN bir ordudur ve dolayısıyla hiyerarşik bir yapıya sahiptir, katılımcı karar alma süreçleri ve demokrasiden nasıl bahsedilebilir sorununa yönelik bu yöndeki değişimi Komutan Yardımcısı Marcos’un 2005 Haziran tarihli 6. Deklarasyon’daki sözleri ifade etmektedir:

“EZLN’nin siyasal-askeri bileşeni demokratik değildi, çünkü o bir orduydu. Ve tepede ordunun, altta demokratik olanın olmasının iyi olmadığını gördük… Bunun tersi geçerli olmalıydı: Demokratik-siyasal olan yukarıdan yönetmeli, askeri olan altta boyun eğmeliydi. Ya da belki aşağıda hiçbir şeyin olmaması, her şeyin aynı düzeyde olması, askeriyenin bulunmaması daha iyiydi; Zapatistalar artık kimsenin asker olmaması için asker olmuşlardı. Pekâlâ, bu sorun konusunda şunu yaptık; siyasal-askeri olanı Zapatista komünitelerindeki örgütlenmenin özerk ve demokratik veçhelerinden ayırmaya başladık. Ve böylece, önceleri EZLN tarafından alınan karar ve yapılan eylemler yavaş yavaş köylerdeki demokratik biçimde seçilmiş otoritelere devredilmeye başladı.”

Kendilerini “yürüdükçe önünde yeni patikalar açılan bir onur yürüyüşü” olarak tanımlayan Zapatistalar geçmiş bütün devrimci tarihi üstlenmekle birlikte hiçbir reçeteye bağlı kalmaksızın hareket etmeyi önlerine koymuşlardır. Onlar için önemli olan insanlığa ve onurlu bir yaşama dair gerçekleşmemiş tüm arzuların önünü açmak, acil gereksinmelerin karşılanması ve adanmış bir kararlılıktır. Bunun için geçmişteki hatalardan ders çıkarmayı ve insanların kendi arzularının peşinden gitmesinin önündeki en büyük engel olan iktidarın doğasını değiştirmeyi hedeflemektedirler.

Bu hedef onları devlete, partilere ve temsili demokrasiye karşı hep mesafeli bir tutum almaya götürmüştür. Zapatistalarınki Maya yerlilerinin kendi tarihlerinden getirdikleri kültürle yoğrulmuş bir komünal demokrasi deneyimidir. Onlar kapitalizmin ortak mülkiyete ait şeyleri gasp etmesinin ve bireyselleştirmesinin karşısına komünal mülkiyeti, dayanışmayı ve ortaklaşmacı bir yaşamı koymaktadır. Ve bunu sadece Meksika’daki yerliler için değil, yerkürede yaşayan herkes için istiyorlar:

“…Örgütlerin özerkliği ve bağımsızlığına, mücadele yöntemlerine, örgütlenme tarzlarına, iç karar alma süreçlerine, meşru temsillerine karşılıklı saygı içersinde… Bu toprakları, bu gökyüzünü kendileri kadar sevenleri”, tüm yerlileri, işçileri, köylüleri, öğretmenleri, öğrencileri, ev kadınlarını, esnafı, küçük işletme sahiplerini, mikro-işletme sahiplerini, emeklileri, engellileri, dindar erkek ve kadınları, bilim insanlarını, sanatçıları, aydınları, genç insanları, kadınları, yaşlıları, eşcinselleri ve lezbiyenleri, erkek ve kız çocukları, yani Meksika’nın ve dünyanın tüm renklerini mücadelelerini birleştirmek üzere birlikte karar almaya çağırıyorlar.

Yalnızca esmer yüreğimizde değil, aynı zamanda Aşağı Meksika’nın köşelerindeki yolculuğumuzda gördüklerimizden ve duyduklarımızdan bahsediyorum. Kaybetmediğimiz şeyden, aşağıda neysek o olduğumuzdan ve üstümüzde olanların kazanmadığından eminiz. Kahramanların, liderlerin ve politikacı cambazların değil, kadın ve erkek olan aşağının tarihinin yürüyecek daha çok yolu ve direnişin eski tekerini döndürmeye çok ihtiyacı var.

Ufkumuzda sadece sancılar ve acılar yok. Keşfedilecek renkler ve inşa edilecek dünyalar da var.

(Komutan Yardımcısı Marcos)

Okuma önerisi:

Gloria Munoz Ramirez, Ateş ve Söz: 20. ve 10. Yılında EZLN, Ayrıntı Yayınları, 2005.
Subcommandante Marcos, Durito’yla Söyleşiler, Otonom Yayıncılık, 2007.

Kaynak: Gezi Broşür

Paylaş.

Yazar Hakkında

Bir Yorum Bırakın