Yaşam ve Dayanışma Yolcuları, 22 Nisan 2018 Sinop Mitingi hazırlık aşaması ve sonrasında İstanbul NKP ile sorunlar yaşamış miting iptal edildikten bir müddet sonra kamuoyunun aydınlatılması için kendilerinden bir açıklama talebinde bulunmuşlardı. Bugüne kadar basına verilmeyen, Ekoloji Birliği’nin mail grubunda ve Yaşam Yolcuları’nın facebook sayfasında kalan bu metni Yeşil Direniş Gazetesi olarak tekrar gündeme taşımak isteyişimizin nedenlerinden biri bu konuda çarpıtma, dezenformasyon ve itibarsızlaştırma çabalarının bugün de devam ediyor olmasından kaynaklanıyor. İkinci ve en önemli neden ise bu tarz yok saymalar, hareketleri kendi tekelinde görmeler, provokatörlük, eylem kırıcılık; emek, yaş, cinsiyet ayrımcılığı üzerinden hiyerarşi kuran yapıların ekoloji hareketlerinde sık sık karşımıza çıkıyor olmasından kaynaklanıyor. Yaşam savunucularının dikkatine sunulur:
Sinop Nükleer Karşıtı Platform (NKP), Sinop’ta yapılacak olan nükleer santrale karşı 22 Nisan’da miting çağrısı yapmıştı. O tarihte 56 bileşenden oluşan Ekoloji Birliği de dahil olmak üzere pek çok ekoloji örgütü bu çağrıyı gündemlerine alarak Sinop için yollara düşme kararı almıştı. İstanbul’dan Yaşam ve Dayanışma Yolcuları (YDY) ve Patika Ekoloji Kolektifi (PEK) çağrıya kulak vererek birlikte yoğun bir çalışma yürütmüş İstanbul’dan Sinop’a 4 otobüs kaldırma hedefi koymuş ve bu hedefe ulaşmışlardı. Miting öncesi ve miting iptali sonrası ortaya konulan bu çabalar başta Sinop NKP olmak üzere pek çok ekoloji örgütü tarafından alkışlansa da İstanbul NKP tarafından görmezden gelinmiş hatta aşağıdaki metinde görüleceği üzere engellenmeye çalışılmıştı. Mitinge hazırlık süreci ve mitingin iptal edilmesi sonrası yaşananları ayrıntılı olarak kaleme döken YDY aktivistleri İstanbul NKP’den kamuoyu önünde bir açıklama yapmaları talebinde bulunmuşlardı. İşte YDY aktivistlerinin kaleme aldığı ve bugün de güncelliğini koruyan metin:
İstanbul NKP’den Açıklama Bekliyoruz
İstanbul NKP ile yaşadıklarımız kamuoyuna mal olduğu için bir yazı kaleme alma zorunluluğu duyduk. Bu yüzden bu kurumdan kamuoyu önünde bir açıklama bekliyoruz. Aşırı dozda dezenformasyon yapıldığının farkındayız. İyi anlaşılması için yaşadıklarımızı sade bir dille ifade edeceğiz. İstanbul NKP içerisinde doğa dostu saygıdeğer dostlarımız var. Bu talebimiz onları da içinde bulundukları zor durumdan kurtaracağı ümidindeyiz. Yaşananların kendi bilgileri dahilinde olmadığını düşünmekteyiz. Lakin, konu bireyleri aşıp kamuya mal olduğu için kurumsal bir açıklama beklemek durumunda kaldık.
Yaşadıklarımızın arka planına kısaca değindikten sonra doğrudan konuya gireceğiz. 56 örgütün bir araya gelmesiyle kurulan Ekoloji Birliği (EB) meclis kararı ile ilk eylem olarak 22 Nisan Sinop Mitingi’ni işaret etmişti. EB Meclisi bu kararını bileşeni olan Sinop NKP’nin önerisiyle aldı. EB’nin bileşenleri o tarihten sonra hazırlıklara başladı. Yaşam ve Dayanışma Yolcuları (YDY) olarak bizler, Putin’in Akkuyu’da temel atma “töreni” için geleceği haberini alır almaz bütün enerjimizi anti-nükleer harekete yoğunlaştırma kararı aldık. Ne yazık ki, Akkuyu’da tepkimizi dile getirme olanağı bulamadık. Akkuyu’ya yönelik barışçıl protesto eylemleri sıra dışı güvenlik önlemleriyle engellendi. Aralarında YDY’den ve Patika Ekoloji Kolektifi’nden (PEK) aktivistlerin de bulunduğu 6 arkadaşımız “Boğaziçi Köprüsü’nde eylem şüphesi” gerekçesiyle göz altına alındı. Akkuyu’ya giden diğer arkadaşlarımızın yolları kesilerek durduruldu. Sadece TBMM’ye giden dostlarımıza sınırlı bir protesto imkanı tanınmıştı. Sokaklarda durdurulmuş, susturulmuş kendimizi ifade imkanı bulamamıştık. Bu durum canımızı fazlasıyla sıkmıştı. Bütün bu yaşadıklarımız bizleri daha büyük bir motivasyonla Sinop Mitingi için hazırlık yapmaya yöneltti. Evet bu yıl Sinop Mitingi öncekilerden farklı olmalıydı. Güçlü bir katılım elzemdi!
Yaşam ve Dayanışma Yolcuları (YDY), Patika Ekoloji Kolektifi (PEK) ile bir araya gelerek yoğun bir çalışma başlattı. Bu yıl Sinop Mitingi için İstanbul’dan en az 4 otobüs kaldırılmalıydı. Bunu başarmalıydık. Sesimiz Akkuyu’dan, İğneada’dan duyulacak kadar gür çıkmalıydı. Yalnızca İstanbul’dan değil, bütün Türkiye’den otobüsler Sinop’a akmalıydı! Nükleer santral tehlikesi artık kapımıza dayanmıştı. Bu sadece anti-nükleer hareketin değil, 30 yılı aşkın ekoloji hareketinin içinden geçtiği sıkı bir sınavdı. Bunun farkındaydık. Ve bütün bu çabalarımız bir karşılık buldu. 4 otobüsü doldurmuştuk. Miting için her şey hazırdı, yola çıkabilirdik!
Şimdi konuya girmenin tam zamanı. İşler ne yazık ki bu kadar pürüzsüz ilerlemedi. Kısaca açalım;
Miting hazırlıkları sürerken Sinop NKP ile daima irtibat halindeydik. Hatta miting konserinin organizasyonuna katkı verdik. Ümit Taşkıran 6 kişilik ekibiyle İstanbul’dan Sinop’a giderek gönüllü olarak konser verecekti. Sinop NKP’deki arkadaşlarımız çalışmalarımızı görüyor, ellerinden gelen desteği esirgemiyorlardı. Özellikle Volkan Atılgan Emek‘in bu konudaki emeklerini anmak isteriz. Volkan beyin sadece İstanbul’a değil birçok yerelin Sinop’a yönelmesine önemli katkıları oldu, bunlardan üçüne yakından şahit olduk. Ayrıca Sinop NKP’nin dönem sözcüsü Kayhan Konukçu‘nun duyarlılığını, emek ve çabalarımıza hor görüyle yaklaşanlara prim vermediğini de burada zikretmek istiyor, kendisine teşekkür ediyoruz.
Sinop NKP’den ve verdikleri destekten söz etmişken İstanbul NKP’nin neler yaptığını da anlatacağız. Bu hummalı çalışma sürecinde İstanbul NKP’nin varlığından şu şekilde haberdar olduk: İstanbul NKP, çalışmalarımızı görüp katkı veren ve hazırladığımız çağrı görsellerini kendi sayfalarında yayınlayan Sinop NKP’nin bu “işgüzarlığını” doğru bulmamış, buna müdahale etme gereği duymuştu. Sinop Mitingi’ne davet için hazırladığımız görsellerimizi Sinop NKP’nin sayfasından kaldırılmasını sağlamıştı. İstanbul NKP’nin çalışmalarımızı görmezden gelmesi bir dereceye kadar hoş görülebilir belki, fakat bu kurumun Yaşam ve Dayanışma Yolcuları’nın Sinop Mitingi’ne çağrı görselini kaldırmak isteyişi ne demek oluyordu!? Bu konuda kendilerinden bir açıklama bekliyoruz. İstanbul NKP Sinop’ta nükleer santral yapılmaması yönünde var gücüyle çalışan, mitingin büyümesi için harıl harıl çalışan bir oluşumla ne derdi olabilirdi ki, dayanışma arzusundan başka? Sinop Mitingi çağrı görselimizin kaldırılmasından sonra Sinop NKP’nin sözcüsü Kayhan beyi derhal arayıp bunun nedenini sorduk. Bu gelişmeden haberi olmadığını, konuyla hemen ilgileneceğini söyledi; kısa süre içinde görselimizin tekrar yayınlanmasını sağladı.
İstanbul NKP tarafından ikinci ve daha ağır bir müdahale İçişleri Bakanlığı tarafından 22 Nisan Sinop Mitingi’nin iptal edilmesi sonrasında yaşadık. Mitingin iptal edilme aşamasında Kayhan beyle telefon görüşmesi yaptık. Bir bildiri kaleme alacaklarını 22 Nisan’da kitlesel katılımlı bir basın açıklaması gerçekleştireceklerini ve bütün yerelleri kendi bölgelerinde eş zamanlı basın açıklaması yapmaya davet edeceklerini söyledi. Bildirilerinin yayınlanmasından sonra İstanbul’dan bu çağrıya da yanıt verebileceğimizi söyledik. Bildiri yayınlandı, bizler de İstanbul Kadıköy’de bir basın açıklaması çağrısı yaptık. Görseli sosyal medyada yayınladık. Sinop NKP çağrı afişimizi sayfasında paylaştı ve şu şekilde duyurdu: Çağrımıza ilk cevap İstanbul’dan geldi. Ülkenin dört bir yanından #SinopaSesVer meye çağırıyoruz! Korkmuyoruz, sokaklara çıkıyoruz!
Sinop NKP çağrımızı bu şekilde sunarken Karadeniz İsyandadır Platformu‘ndan (KİP) tanıdığımız, İstanbul NKP’den Hatice Hacısalihoğlu ait olduğumuz ortak bir platformda NKP’ye yönelik bir “saldırı” olduğunu, NKP’nin “yok sayıldığını”, buna “tüm NKPlerin tepki göstereceğini” dile getiriyordu. Daha da ileri giderek “İstanbul’da bir NKP yapısı olmasaydı, elbette kimse (bizim) eylem yapmamıza söz söyleyemezdi”. Amma velakin, İstanbul NKP orada dururken bize de ne oluyordu! Aşağıda göreceğiniz gibi Hatice Hacısalihoğlu Pınar Demircan’la söz birliği etmişcesine Sinop NKP’nin çağrısının “yerellere” değil, “İstanbul NKP’ye ve tüm NKPlere” yönelik olduğunu dile getiriyordu.
Nitekim, İstanbul NKP burada tekrar devreye girerek çağrımızı Sinop NKP’nin sayfasından kaldırttı. Kadıköy’e yaptığımız çağrı kaldırılmış, bizlerden bir gün sonra İstanbul NKP’nin Beşiktaş için yaptığı çağrı sayfaya koyulmuştu. Kadıköy’de ve Beşiktaş’ta eş zamanlı basın açıklaması yapılacaktı. İstanbul büyük bir yerdir, birden fazla basın açıklamasının yapılmasını doğal karşılayabiliriz. Fakat, İstanbul NKP’nin Yaşam ve Dayanışma Yolcuları’nın çağrısını ikinci kez Sinop NKP’nin sayfasından kaldırtması konusunda ne denebilir ki? Sinop NKP içinden aldığımız bilgiye göre -Kayhan beyin bilgisi dahilinde değildir bu- müdahalenin İstanbul NKP tarafından yapıldığını öğreniyoruz. Kaldırma taleplerinin gerekçesi de şu olmuş: Kadıköy çağrısı yapan oluşumlarla -yani bizlerle- anlaştıklarını, İstanbul’da iki basın açıklaması yerine tek basın açıklaması yapılacağını, bu basın açıklamasının da Kadıköy’de değil İstanbul NKP’nin önerdiği nokta olan Beşiktaş’ta yapılacağını ifade etmişler. Görsel bu yüzden kaldırılmış. Bu elbette bir dezenformasyondu. Böyle bir şey yoktu. İstanbul NKP bizimle bu konuda hiçbir şekilde irtibata geçmemişti. Böyle bir anlaşma da gerçekleşmedi. Arkadaşlarımız çağrı görselinin kaldırıldığını görünce tekrar Sinop’u arıyor, Kayhan bey tekrar özür diliyor ve görselin yayınlanacağını, 22 Nisan basın açıklaması sonrası konunun araştırılacağını ve bizlere açık bir yanıt verecekleri sözünü veriyordu. Aynı duyarlılığı İstanbul NKP’den de bekliyoruz.
Üçüncü ve son olarak, İstanbul NKP’nin içinde bulunan Yeşil Gazete’de yazılar yazan arkadaşımız Pınar Demircan Sinop Mitingi’nin iptali üzerine bir yazı kaleme aldı. Bu yazıda iki noktaya itiraz ettik. Birinci itirazımız şuydu; yazıda Sinop NKP’nin yayımladığı bildiriye yer verilmişti; “Sinop’a destek vermek üzere hazırlıklar yürüten Nükleer Karşıtı Platform ağlarına eş zamanlı basın açıklaması yapmaları yönünde çağrıda bulunuldu”; bu alıntı gibi görünen cümle bildiride yoktu. Bildiride yer alan cümle şuydu; “yerellerin bizlerle eş zamanlı kendi basın açıklamalarını yapmalarını bekliyoruz”. Pınar Demircan yazısında Sinop NKP’nin eş zamanlı basın açıklaması çağrısını “yerellere” değil sadece “NKP ağlarına” yaptığını ifade ediyordu. Buradan çıkan anlam şuydu; İstanbul’da sadece İstanbul NKP, Mersin’de sadece Mersin NKP basın açıklaması yapmakla mükellefti. Diğer kurumlara bir çağrı yapılmamıştı. Onlar bu çağrıdan kendilerine bir görev çıkarmamalıydı. Adres belliydi: İstanbul’da, İstanbul NKP. Burada kasıtlı bir çarpıtma olduğunu iddia etmedik. Zaten yapılanın “maddi bir hata” olduğunu ifade etmiştik. Burada bizi üzen itirazımızın karşılık bulmamasıydı. Daha sonra başka arkadaşlarımızın da devreye girmesiyle ve ısrarıyla hata düzeltildi. Fakat itiraz ettiğimiz ikinci noktada düzeltme yapılmamıştı. Pınar Demircan yazısında sadece İstanbul NKP’nin Beşiktaş için yaptığı çağrıya yer veriyordu. Bizim çağrımız yok sayılmıştı. Çağrılarımız İstanbul NKP’nin marifetiyle hem Sinop NKP sayfalarından kaldırılmış hem de aynı kişiler tarafından yapılan haberde yok sayılmıştı.
İstanbul NKP’nin Sinop NKP’den eylem çağrımızı kaldırmasını istemek yerine direk ya da dolaylı olarak YDY ile temasa geçerek ikiliği aşma çabası göstermemesi bu platformun kolektif bir işleyişle değil, kişisel davranışı platform tavrı gibi sunan bir tarzda hareket ettiği izlenimi vermiştir. NKP adını kullanarak yapılanların platform üyelerinin haberi doğrultusunda yapılıp yapılmadığını merak ediyoruz(!)
Yaşanılan bu durum, aslında ekoloji hareketinde yaygın olan ama olmaması gereken bir sorunu görmemizi sağlamalı. Sorunun, bir çok dernek ya da platformun gerçekte “kolektif bir varlık olarak” var olamamasından kaynaklandığını düşünüyoruz. Bu platformların, yeniden canlandırılması, kolektif bir yapıya kavuşturulması için çalışmak yerine platform adı bir ya da bir kaç kişinin kullanımına terk edilebilmektedir. Katılımcı, doğrudan demokrasinin uygulandığı, karar alma mekanizmasının kolektif olduğu, yöneten-yönetilen ayrımının olmadığı, yetki ve gücün tabana yayıldığı, dayatmacı olmayan yapılanmalarıyla örnek olması gereken ekoloji örgütlerinin bu zaafını ciddiyetle eleştirmek zorundayız. Aksi durumda ekoloji mücadelesi bireysel sempati/antipati, ego mücadelesi alanı haline geliyor, en iyi ihtimalle birlik ve ortaklıklar geliştirilmesi mümkün olmuyor.
NKP ile daha sağlıklı ve koordineli ilişki içinde olmayı arzu ediyoruz. Bu nedenle yaşanan süreçlere dair bir açıklama bekliyoruz.
Yaşam ve Dayanışma Yolcuları, 23 Nisan 2018