Arama kurtarma gönüllüsü Kemal Doksanyedi 16/17 Eylül’de ekolojistlerle birlikte Dersim’e giderek güvenlik güçleriyle birlikte Munzur dağlarındaki yangın bölgesine çıkanlar arasındaydı; “Güvenlik güçlerinden bir er bir uzman çavuş ve bir yüzbaşı refakatinde yoldan 400 metre yükseklik 65 derece eğimli bir arazi yapısında 40 dakikalık zorlu yürüyüş ile yangın bölgesinin sınır alanına ulaştık. Bulunduğumuz rakım yaklaşık 2000-2100 metre idi..”
“Çıktığımız bölge Munzur Çayı’nın geçtiği vadiye paralel yola hakim noktadan gören tüm vadiyi her iki cepheden de kontrol edebilen oldukça stratejik ve önemli bir doğal konuma sahip bir alandı kayalık olması da ayrıca korungan özelliği taşıyor. Sadece tek bir nokta değil dar bir alanda böyle birçok doğal korungan olabilecek kayalıklar mevcuttu ki hem yolu denetim altında tutan hem de diğer arka taraftaki vadiye de hakim bir doğal stratejik özelliğe sahip bir bölgeydi..”
“Yine yanımızdaki güvenlik görevlisinin bölgeye bizimle birlikte ilk defa çıktığının farkına vardık çünkü bölgedeki koruganları neredeyse karış karış resimleyerek üst makamlara ilettiğini fark ettik..”
“Bazı arkadaşlarımızın tepeye vardığında ilk olarak koruganlara doğru yönelmesi güvenlik güçlerini telaşlandırdı ki bu olası mayın tehlikesiydi. Her ne kadar bölge yanmış bir alan olsa da patlamamış mayın yada diğer mühimmat riskinin var olabileceği güvenlik güçlerini de endişelendirdi.”
“Dersim İçin Yollardayız” diyerek bir araya gelen 54 ekoloji örgütü Dersim’de orman yangınlarına dikkat çekmek için 15-16 Eylül 2021 tarihlerinde İstanbul’dan yola çıkarak Dersim’e gitmişlerdi. Dersim Seyit Rıza Meydanı’nda gerçekleştirdikleri basın açıklmasında “Kazdağları’ndan Dersime/İkizdere’den Akbelen’e/Doğa sınır tanımaz” pankartını açan yaşam savunucuları daha sonra yangın bölgelerinde incelemelerde bulunmuş ve kamuoyunun katılım sağladığı etkinlikler gerçekleştirmişti. Arama kurtarma gönüllüsü Kemal Doksanyedi ekolojistlerle birlikte Dersim’e giderek güvenlik güçleriyle birlikte Munzur dağlarında yangın bölgesine çıkanlar arasındaydı
Grup 14 Aralık 2021 tarihinde tüm doğa ve yaşam savunucularının davet edildiği bir toplantıda Dersim yolculuğu üzerine değerlendirmelerde bulunulacak.
#DoğaSınırTanımaz
Kemal Doksanyedi’nin Dersim Yolculuğu sonrası kaleme aldığı metnin tamamı aşağıdadır
Dersim Fırtına Veli Çeşmesi bölgesinde 3 hafta önce başlayan yangın 6 gün önce ancak söndürüldü. Yangın süresince hem basın hem de yerel kamuoyunun yaptığı açıklamalarda, bölgede yangını söndürmeye yönelik yeterince müdahale edilmediği, köylülerin ve gönüllü ekiplerin yangını söndürme amacıyla bölgeye gitse bile yangın bölgesine sokulmadığı ifade edildi.
Ülke coğrafyasının doğusu ile batısı arasında her anlamda olduğu gibi ekolojik bir AFET olan orman yangınlarına müdahale etme noktasında da bir ayrımcılık yapıldığı düşüncesi hem bölge insanında hem de ekoloji aktivistleri arasında artık önyargının ötesinde gerçek bir olgu olarak kabul edildi
Bizlerde bu yolculuğa çıkış amacımız bölgeyi yerinde incelemek yangının çıkış nedenleri konusunda bir araştırma yapmak müdahalede gecikmeye neden olabilecek siyaset dışındaki olguları yerinde inceleyip raporlamaktı.
Bölgedeki tek atama kurtarma ekibi olan MUDAK ile iletişime geçtik ardından bölgedeki resmi kurumlardan bölgeye kontrollü giriş için izinlerimizi aldıktan sonra bölgeye intikal ettik
Güvenlik güçlerinin girişimize izin verdiği bölgede ekibimizden yanmış orman bölgesine çıkabilecek olan arkadaşlar Mudak Arama Kurtarma ekibinden destek amaçlı birkaç gönüllü ve yanımızda güvenlik güçlerinden bir er bir uzman çavuş ve bir yüzbaşı refakatinde yoldan 400 m yükseklik 65 derece eğimli bir arazi yapısında 40 dakikalık zorlu yürüyüş ile yangın bölgesinin sınır alanına ulaştık. Bulunduğumuz rakım yaklaşık 2000-2100 metre idi. Yolda bir kısım dostumuz tırmanışın zorluğu arazinin riskli olması nedeni ile ilk mola noktasında kalmayı tercih etti.
Çıktığımız nokta oldukça sarp kayalık, seyrek meşe ağacı orman/çalılık alanıydı zaten seyrek olmasından dolayı da yanacak bir madde kalmayınca yangın kendiliğinden sönmüş kayalık zemin olması da ot ve çalı ile yangının yayılmasını engellemişti. Bunlar ekibimizin ilk izlenimleriydi
Çıktığımız bölge Munzur Çayının geçtiği vadiye paralel yol u hakim noktadan gören tüm vadiyi her iki cepheden de kontrol edebilen oldukça stratejik ve önemli bir doğal konuma sahip bir alandı kayalık olması da ayrıca korungan özelliği taşıyor. Sadece tek bir nokta değil dar bir alanda böyle birçok doğal korungan olabilecek kayalıklar mevcuttu ki hem yolu denetim altında tutan hem de diğer arka taraftaki vadiye de hakim bir doğal stratejik özelliğe sahip bir bölgeydi.
Tırmanış esnasında yerlerde birçok konserve kutusu gördük fakat fiziksel yapıları bunların çok uzun zamandan beri burada olduğuna yönelikti hatta yanımızdaki güvenlik görevlisi bunların kendilerine ait olmadığını askerlerin kumanyalarında konserve olmadığını ifade etse de ekipteki kimseye çok inandırıcı gelmedi. Yine yanımızdaki güvenlik görevlisinin bölgeye bizimle birlikte ilk defa çıktığının farkına vardık çünkü bölgedeki koruganları neredeyse karış karış resimleyerek üst makamlara ilettiğini fark ettik. Güvenlik güçlerinin sürekli bölgesel rotasyona tabi olmasını bildiğimizden bunu çok yadırgamadık.
Diğer bir tespitimiz ise bazı arkadaşlarımızın tepeye vardığında ilk olarak koruganlara doğru yönelmesi güvenlik güçlerini telaşlandırdı ki bu olası mayın tehlikesiydi. Her ne kadar bölge yanmış bir alan olsa da patlamamış mayın yada diğer mühimmat riskinin var olabileceği güvenlik güçlerini de endişelendirdi.
Bu da bize bölgede böyle bir olgunun varlığını teyid etti her kim döşediyse mayın insanlık suçu dur.
Bu olgu aslında bizlere yangınların yayılması ya da bölgeye orman söndürme ekiplerinin hangi güvenlik gerekçesi ile izin verilmediğini de bir anlamda ortaya koydu. Bölgede terkedilmiş unutulmuş bırakılmış bir mühimmat gerçeği var!
DERSİMLİLERE VE EKOLOJİSTLERE YANGINLAR HAKKINDA BİR KAÇ NOT:
YANGINLARIN ÇIKIŞ NEDENELERİ ;
Yangınların yayılması konusunda, yanma olabilmesi için aynı anda üç koşul gerek; 1- Oksijen 2- Yanacak malzeme 3- Isı
Bunlardan bir tanesi eksik ise yanma olayı gerçekleşmez. Söndürmek için müdahale bu üçgen göz önünde bulundurularak yapılır. Eldeki olanaklar ölçüsünde üç maddeden birini ortamdan uzaklaştırmaya çalışırsınız. Ormanda yanacak materyali ve oksijeni uzaklaştıramayacağımıza göre geriye bir tek ısı kalıyor
Odunun yanma /tutuşma ısısı yaklaşık 400 derece civarı. Mevsimsel olarak gün içinde güneş altında ısı zaten 50 dereceyi buluyor. Buna bir de bölgede ışığı kırabilecek malzeme olduğunda mercek görevi ile güneş ışığı kısa bir sürede yanma noktasına getirebilecek bir ısıyı üretiyor. Bu malzemeler bölge insanının askerlerin yoldan geçenlerin düşünmeden attıkları cam şişeler hatta daha tehlikeli içinde su bulunan pet şişeler bile olabiliyor ya da sigara izmariti veya çobanların tam söndürülmemiş kamp ateşleri. Fırtınada Yıldırım düşmesi ya da yüksek gerilim hatlarında oluşan arklar ve elektrik atamaları her biri sıcak bir mevsimde tek başına yangına neden olabilecek faktörler.
YANGINLARIN HIZLA YAYILMASI
Yangınların yayılmasında birçok faktör var. Yanacak malzemenin birbirine temas edecek kadar yakın olması, rüzgarla kıvılcım ve alevlerin yerdeki otları çalı çırpıyı hızla tutuşturup rüzgar yönünde yangının yayılması.
Orman yangınında yanan ormanın anlık ısısı 800 ile 1100 derece arasında değişiyor yangında çıkan karbon monoksit gazı ve karbondioksit gazı da oldukça yüksek bir sıcaklık değerine sahip. Bu iki gaz rüzgar ile 100 m ötedeki bir yanacak materyali 400 derecenin üzerine çıkarttığı da artık 100 metre ötede de farklı bir yerden yangın başlayabiliyor. Yine ısı transferi ile yangın yakın bölgelerde hiç alev teması olmadan atlaya atlaya hızla yayılabiliyor.
Orman içi bakım yapılmadığında, bölgedeki kurumuş dal ağaç kalıntıları mevsimlik olarak köylülere toplatılmadığında, orman içi yollar yeteri kadar geniş olmadığında, enerji iletim hatlarının geçtiği orman alanının alt bölgesi yanacak malzemeden arındırılmadığında orman yangını söndürülebilecek müdahale edilebilecek bir durum olmaktan çıkar. Tüm bunlar hayatın normal akışı içindeki yayılmayı kolaylaştıran faktörler.
Bir de göz ardı edemeyeceğimiz bölgenin uzun yıllardan beri bir çatışma alanı olması. Olası mayınlanmış bölgeler terkedilen unutulan yada saklanan askeri mühimmat böyle bir olgu da ısı sonucu bölgede orman yangınlarının hızla yayılmasına müdahalenin yetersiz olmasına bir etken. Askeri mühimmat derken unutmamamız gereken bir gerçekte bölgede güvenlik amaçlı yapılan hava ve kara operasyonlarında kullanılan malzemenin çıkardığı yangınlar.
Kazdağları’ndan Dersim’e #DoğaSınırTanımaz
.