Polis Parktan Dışarı Halk İçeri! (Eko Afet Platformu)

0

Deprem nedeniyle Gezi parkına sığınan Beyoğlu halkının çadırlarını söktüren polisin parkta çadır kurulmasına müsaade etmeyeceğini belirtmesi çok sayıda STK tarafından tepkiyle karşılandı. Ekoloji Hareketleri Afet Platformu da Buna yönelik bir açıklama yaptı deprem sonrası toplanma alanlarına AVM’ler yapıldığına dikkat çekilerek gezi parkında çadır kurulmasının polis tarafından engellenmesinin iktidarın yeni bir skandalı olduğu vurgulanarak ranta, talana sermayeye değil Depreme Bütçe ayrılmasını talep etti.

Dün İstanbul’da yaşanan ve orta şiddete sayılan deprem nedeni ile halk evlerinden çıktı ve pek çok kişi geceyi dışarıda geçirdi. Beyoğlu halkı da deprem nedeni ile Gezi Parkında geceyi geçirmek için çadır kurdu ancak polis hiçbir kanuni dayanağı olmamasına rağmen çadırları söktürdü ve çadır kurulmasına müsaade edilmeyeceğini belirtti. Polisin bu uygulamasına birçok yerden tepki geldi. Deprem sonrası insanların sığınacağı yeşil alanların AVM yapılarak yapılaşmaya açıldığını ve kentte insanların toplanacağı çok az alan olduğuna dikkat çekilerek iktidarın böyle bir olayda bile halkı düşünmediği belirtildi. Konuya dair bir basın açıklaması yapan Ekoloji Hareketleri Afet Platformu (Eko-Afet Platformu)  polisin gezi parkında insanların çadır kurmasını keyfi bir biçimde engellemesini iktidarın yeni bir skandalı daha diye değerlendirdi.

İşte Eko Afet Platformu’nun Gezi Parkı Açıklaması:

İstanbul halkının dün, uzun zamandır onunla yatıp kalktığı Deprem Kâbusununu tekrar yaşadığına değinilen açıklamada. “Korkuyla evlerini terk ederek çaresizlik içinde oradan oraya koşuşturan halk sığınmak için kendine güvenli bir alan bulmayınca parklara sığınmıştır. “ denilerek deprem sonrası sığınma alanlarının gerekliliğinin altı çizildi.  Böyle bir durumda akla gelen ilk yerin, Deprem sığınma alanları olmasının doğal bir şey olduğu, Ama İstanbul halkının rant nedeniyle o deprem sığınma alanlarına bir türlü erişemediğine değinildi

Deprem Sığınma Alanı Olarak Belirlenen Yerlere AVM Yapıldı

Rant tutkusu halkının can güvenliğinin önünde gelen Erdoğan hükümetinin, “deprem sığınma alanı” olarak belirlenen çoğu yerde AVM inşa etmesi yüzünden, dün deprem anında halkın parklardan başka sığınacak emniyetli bir alan bulamadığının ifade edildiği açıklama da şu görüşlere yer verildi. Bu da yetmiyormuş gibi, deprem günü Gezi Parkı’nda kurulan çadırlar  “güvenlik güçleri” tarafından zorla kaldırılmak istenmiş, buna direnmek isteyen halka da  “Çadır kurulması yasak değil ama biz buna izin vermeyeceğiz !” denilerek keyfi bir uygulama gösterildiği belirtilen açıklama da şu görüşlere yer verildi:

“Soruyoruz halkın canını kurtarmak için sokaklara döküldüğü bir zamanda böyle bir yasak kararın alınması nasıl bir aklın ürünüdür? Böyle bir yasak kararı yoksa bu keyfi uygulamanın adı nedir peki?!

Deprem hazırlık sürecinde depreme ayrılan paraları otoban yapımında kullanarak, deprem sığınma alanlarında AVM’lerin inşaatına izin vererek halkın can güvenliğini hiç umursamadığını ortaya koyan Erdoğan hükümeti, dün gerçekleşen depremden sonra da bu umursamaz tavrını sürdürmüş, halkın can güvenliğinden önce kendi selametinin ve korkularının derdine düştüğünü göstermiştir.

Skandallarına Bir Yenisi Eklendi

Beyoğlu’nda yaşayan insanların deprem tedirginliği ile sığındıkları, çadır kurup geceyi geçirmek istedikleri parkta halkın çadırlarını söktüren iktidar, böylece bitip tükenmek bilmeyen skandallarına bir yenisini daha eklemiştir. Bu olay iktidara bir zamanlar kâbus yaşatan Gezi korkusunun her şeyden üstün geldiğine işaret etmektedir. Güvenlik amacıyla, can korkusuyla Gezi parkına sığınan Beyoğlu halkına reva görülen bu davranışın başka bir açıklaması yoktur.

Vicdanların bu denli karardığı, katılaştığı bir iktidarın meşruiyeti olamaz. Bu durum kendi halkından korkar hale gelen iktidarın duygusal olarak her geçen gün halktan uzaklaştığını ortaya koymaktadır.

Tüm bunlar Saray rejiminin artık ne yöne gittiği bilinmeyen bir garabete dönüştüğünü, ülke insanı nezdindeki meşruiyetini zerre miskal önemsemediğini göstermektedir. Çağdaşlaşmayı betonlaşmak olarak anlayan ve paraya tapan bir avuç zengin azınlık haline gelen iktidar çevresi, çağdaşlığın özünün insanların yaşatılması, onların güvenli bir yaşam sürmesi olduğunu hiç anlayamamış gibi görünmektedir.”

17 Ağustos’tan Sonra Tedbir Alınmadı

Açıklamada 17 Ağustostan bu yana AKP iktidarının alması gereken tedbirleri de almadığına da dikkat çekiliyor. 17 Ağustos Marmara depreminin üzerinden çeyrek asırdan fazla bir zaman geçmesine rağmen, bu sürede depreme karşı ciddi bir tedbir alınmadığını belirten Eko Afet Platformu,  depreme tedbir olarak yapıldığı söylenen “Kentsel Dönüşüm” projelerinin de esasta bir rant projesi olarak işediğini ve bunun bir kâbusa dönüştüğünü söyleyerek şu görüşlere yer verdi “Bu süreçte “Afet yasası” silah gibi kullanılarak halkın tapulu evlerine  “Kamulaştırma” yolu ile el konulmuş, birçok aile yerinden edilmiş, evsiz kalmış,  yoksullaşmıştır.

İstanbul halkının “Deprem” gibi bir felaket esnasında bile Gezi parkına sığınmasından bu denli korkan ve bu durumda bile insanlara eziyet eden Erdoğan iktidarı, Gezi direnişinin tam da bu vicdani yaklaşımdan uzak, acımasız müdahaleler yüzünden çıktığını unutmuş gibi görünmektedir. O gün, Erdoğan’ın halkın “Gezi parkının park olarak kalması” talebine karşı tepeden bakması,  halkı küçümseyen tavrı, adaletsizliği, insanları isyana sürükleyen temel neden olmuştur.  Bugün de bu anlayış, haksız ve adaletsiz yaklaşımlar tepkilerin asıl sebebidir.

Gezi Travması Halkın Can Güvenliğine Üstün Geldi

İktidarın Gezi travması maalesef bugün de depremden korunmak için Gezi Parkında buluşan halkın can güvenliğinden üstün gelmiştir. Parka sığınan halkın yaşadığı deprem kâbusu yetmiyormuş gibi, bir de kendisini şefkatle kucaklaması gereken devletin polisi tarafından bu şekilde şiddete maruz bırakılması Gezi korkusundan başka neyle açıklanabilir ki?

Suçlu olan Parkları yıkıp yerine AVM’ ler inşa eden iktidardır. Halkın depremde Gezi parkına gelmiş olması, direnişçilerin suçlu olduğunun değil haklılığının bir kanıtıdır.”

Eko Afet platformu yaptığı açıklamada “O yüzden AKP Polisi parktan dışarı halk içeri diyoruz!  Çekin o kirli ellerinizi halkın üzerinden?” diyerek “Ranta, Talana Sermayeye değil Depreme Bütçe!” talep etti.

Ekoloji Hareketleri Afet Platformu (Eko Afet Platformu) 2021 yangınları sonrası 6 Eylül 2021 tarihinde kurulmakla birlikte örgütlenmesini 6 Şubat 2023 depremleri sonrası 6-12 Şubat tarihleri arasında yoğun bir tempo ile çalışarak tamamladı. Deprem sonrası bir grup ekolojist örgütlenme konusunda inisiyatif alırken diğerleri göçük altında kalanlara yönelik arama / kurtarma çalışmalarına destek vermek, kış soğuğunda aç ve açıkta kalan depremzedelerin yaralarını sarmak için yollara düştüler. Yangınlar, seller, pandemiler, kırsal ve kentsel müştereklerinin yağmalanması süreçlerinin giderek yükselişte olduğu, yaşamımızın bir parçası haline dönüştüğü bir dönemde ekoloji hareketlerinin bu alanda söz ve eylem üretmesi zorunlu bir hale gelmişti.

Yukarıda sözü edilen yıkımların “kader planımızda” değil bir azınlığını rant planlarında yer aldığını biliyoruz. 8 Şubat da yapmış olduğumuz açıklama metninde buna şu şekilde açıklık getirmiştik; “ .. depremin bir doğa olayı olduğunun, milyonlarca yıldır devam ettiğinin ve doğanın kendini gerçekleştirmesi, yerkürenin de kendini tamamlaması için depremin oluştuğunun .. [dolayısıyla] .. kayıpların asıl sorumlusu, yaşamı beton enkazının altında donmaya terk eden, sosyal devlet vasfını çöpe atmış şirketleşen bu iktidardır. Doğa olayları, kâr hırsına dayalı kapitalist sistemin neden olduğu katliamların üstünü örtmek için âfet, felaket ya da fıtrat olarak nitelendirilemez, suçlu ilan edilemez .. sermayenin kazancının artırmasının önünü açan iktidarlar bu kayıpların asıl sorumlusudur ..”.

NOT: Ekolji Hareketleri Afet Platformu hakkında bilgi için burayı tıklayınız

Paylaş.

Yazar Hakkında

Bir Yorum Bırakın